Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır.” ifadesini kullanarak, “Bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz.” dedi.
TBMM (AA) – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, toplantının
ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah’tan
niyaz etti.
Bu sabah erken saatlerde meydana
gelen Düzce Gölyaka merkezli 5,9 şiddetindeki depremi hisseden tüm
vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, geniş bir alanda
etkisini hissettiren depremde yaralanan vatandaşlara Allah’tan acil
şifalar temennisinde bulundu. Erdoğan, “Deprem, Gölyaka’da çok sayıda
binada hasara yol açmakla birlikte hamdolsun vahim bir yıkım ve kayıpla
karşılaşmadık.” diye konuştu.
Erdoğan,
kurumların, depremden etkilenen yerlerde gereken tespit ve telafi
çalışmalarını yürüttüğünü belirterek, “Türkiye’yi depreme hazırlamak
için son 20 yıldır TOKİ projelerinden kentsel dönüşüm faaliyetlerine
kadar geniş bir yelpazedeki çalışmalarla bina altyapımızı yeniliyor
kurumsal kapasitemizi genişletiyoruz. Bu amaçla 2022’yi Deprem Tatbikat
Yılı ilan ederek 94 binin üzerinde faaliyet yürütmüştük. Gölyaka
depremi, hem deprem gerçeğinin ne kadar yakınımızda olduğunu hem de
yürütülen çalışmaların hızlandırılması gerektiğini bir kez daha
göstermiştir. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, kazadan
beladan muhafaza eylesin, beterinden korusun.” sözlerini sarf etti.
“Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzun altyapı sembolü olarak hoş geldin diyoruz”
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, dün hizmete açtıkları Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik
Santrali’nin, yeni Yusufeli yerleşim bölgesinin ve yeni Yusufeli
yollarının ülkeye ve millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
Gövde
yüksekliği bakımından Türkiye’nin en büyük, dünyanın 5. büyük barajı
olan Yusufeli’nin üreteceği enerji ve depolayacağı suyla ülkenin
gelişmesine çok önemli katkılarda bulunacağına işaret eden Erdoğan,
“Yusufelili kardeşlerimize ülkemizi bu hizmeti kazandırmak için
evlerini, iş yerlerini, geçmişlerini geride bırakıp yeni yerleşim yerine
taşınarak yaptıkları fedakarlık için tekrar şahsım, milletim adına
teşekkür ediyorum. İlçe merkezindeki konutları, iş yerleri, kamu hizmet
binaları, köy evleriyle yepyeni pırıl pırıl, modern bir Yusufeli inşa
ederek kardeşlerimize şükranlarımızı ifade etmeye çalıştık. Togg’u
Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzun teknoloji alanındaki sembolü olarak
alkışlarla karşılamıştık. Yusufeli Barajı’na da Türkiye Yüzyılı
Vizyonumuzun altyapı sembolü olarak hoş geldin diyoruz.” ifadesini
kullandı.
Yusufeli Barajı’nın ülkeye
kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür eden ve onları kutlayan
Erdoğan, “muhteşem” olarak nitelendirdiği projeye ilişkin video
görüntülerini izletti.
“Rabb’im hepimizi eseri olmayan gafillerden uzak eylesin”
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Yusufeli Barajı’nın, ekonomiye yıllık 5 milyar
liralık katkı sağlayacağına dikkati çekerek, “Yılda 5 milyar lira
inşallah buradan geri dönüşüm var. Bu ne demek? 7 yılda bu gelirle
kendini finanse edecek. 35 milyar liraya bu barajımızı milli bütçeden
gerçekleştirdik. Bay Kemal görüyorsun işte. Neyi, nereden, nasıl
yaptığımızı öğren, sonra ‘Kaynak nereden?’ deme. Yeri gelir milli
bütçeden, yeri gelir uluslararası piyasadan ama biz yaparız. Aramızdaki
fark bu.” diye konuştu.
Erdoğan, projeye işaret
ederek, “Görüldüğü gibi ülkemize gerçekten iftihar verici bir eser
kazandırdık. Ne diyor gönül sultanı, ‘Kamil odur ki, koya dünyada bir
eser; eseri olmayanın yerinde yeller eser. Rabb’im hepimizi eseri
olmayan gafillerden uzak eylesin.” dedi.
Türk
Devletleri Teşkilatı ve G20 Liderler zirvelerine katılarak Türkiye’nin
çok yönlü diplomasi çabalarında yeni mesafeler katedilmesini
sağladıklarını anlatan Erdoğan, yürüttükleri diplomasi trafiğiyle ilgili
kapsamlı değerlendirmelerini, kabine toplantısı sonrasında yapacağını
bildirdi.
“Dökülen masum kanlarının hesabı misliyle sorulacak”
Erdoğan,
Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı faillerinin ve
bağlantılarının kısa sürede aydınlatıldığını, bombayı koyan terörist ile
ona yardımcı olan çok sayıda kişinin bulundukları yerlerde yakalanarak
adalete teslim edildiğini söyledi.
Saldırıya
karışanların nerede olursa olsun mutlaka bulunacağını belirten Erdoğan,
“Dökülen masum kanlarının hesabı misliyle sorulacak, cezası
kesilecektir.” dedi.
Türkiye’nin ülkeye ve
millete yönelik saldırılara karışan teröristlerle, onlara yardım eden
herkesi sınırları içinde ve dışında tespit etme, yakalama, cezalandırma
kabiliyetine ve gücüne sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
“İstanbul’daki eylemi timsah
gözyaşları ile kınayanların gerçek yüzleri hemen arkasından
başlattığımız operasyonlara verdikleri tepki ile ortaya çıkmıştır.
Suriye’de kontrolleri altında tuttukları bölgelerden ülkemize yönelik
herhangi bir tehdit gelmeyeceği güvencesi veren güçlerin bu sözlerini
tutamadıkları ve tutamayacakları son olayla bir kez daha anlaşılmıştır.
Biz yaptığımız her anlaşma gibi Suriye sınırlarımızla ilgili
ahitlerimizde de sonuna kadar sadık kaldık ama madem karşımızdakiler
kendi sözlerini tutamıyor, yapılan anlaşmanın gereklerini yerine
getiremiyor öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız
doğmuştur. Bizim her sözümüz gibi bu beyanımızın da gerisinde çok somut
gerekçeler, haklı sebepler, inkarı mümkün olmayan hakikatler var.”
Suriye topraklarından sınır şehirlerine yönelik saldırılar
2015’ten
bugüne kadar Suriye topraklarından sınır şehirlerine yönelik
saldırılara ilişkin Erdoğan, “Suriye sınırlarımızdaki Hatay, Gaziantep,
Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak illerimize son günlerdekiler ile
birlikte 764 havan, roket, füze saldırısı yapılmıştır. Bu saldırılarda
32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 261 vatandaşımız yaralanmıştır.”
bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 7
yılda yaşanan saldırılara ve terörü kaynağında yok etmek için atılan
adımlara ilişkin görüntüleri izlettirdi.
Bazı
kişilerin Türkiye’nin sınırlarının güvenliği için yaptığı harekatları ve
terör örgütünün buna karşı geliştirdiği yöntemleri kavrayamadığını
ifade eden Erdoğan, “Hamdolsun milletimiz her şeyin farkındadır. Bölücü
terör örgütü ülke içinde eylem yapma kabiliyetini yitirdikçe sınır
ötesinden gerçekleştirdiği saldırılarına ağırlık vermektedir. 20 yıl
önce göreve geldiğimizde terör Türkiye’nin sorunlarının sıralamasında
birinci sıradaydı. Peki şimdi nerede? Şimdi artık gerilerde. Bu bir
iradenin, bu milletin iktidarına olan güvenin eseridir.” diye konuştu.
Yılbaşından
bu yana terör örgütü elebaşlarının ardı ardına yaptıkları açıklamalarla
sivillere yönelik saldırıları teşvik ederek aslında gerçek yüzlerini
sergilediklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Terör
örgütü ülkemiz içinde 2015’te 26 eylem, 2016’da 44 eylem, 2017’de 9
eylem yapmıştı. Bu sayı son yıllarda yılda ikiye, üçe düşmüştür.
Geçtiğimiz 7 yılda ülkemiz sınırları içindeki yerleşim yerlerinde PKK ve
bağlantılı örgütler tarafından yapılan 87 ayrı terör eyleminde ise 153
güvenlik görevlimiz ile 173 vatandaşımız şehit olmuştur. Aynı dönemde
ölü, yaralı ve yakalama olarak etkisiz hale getirilen terörist sayısı da
13 bin 500’ü bulmaktadır. Bilhassa çözüm sürecinin ardından ülke
içindeki taban desteğini ve silahlı gücünü büyük ölçüde kaybeden, Kuzey
Irak’taki varlığı ciddi oranda gerileyen örgüt tüm dikkatini Suriye
üzerinde yoğunlaştırmıştır.”
“Güney sınırlarımızın tamamını güvenlik şeridi ile kapatmaya kararlıyız”
Batılı
ülkelerin terör örgütünün Suriye’deki kolunu PKK’dan ayrıştırma
gayretlerinin boşuna olduğunun, yaşanan her gelişme ile ortaya çıktığını
belirten Erdoğan, “Ölü, yaralı veya sağ olarak yakaladığımız
teröristlerin üzerlerinden çıkan donanımlar ile eğitim gördükleri yerler
Suriye’de farklı isimlerle sahaya sürülen örgütün bizzat PKK’nın
kendisi olduğu gerçeğini teyit etmektedir. Artık hiç kimsenin bu yalanla
karşımıza gelmesine tahammülümüzün olmadığını ifade etmek isterim.
Uçaklarla, toplarla, SİHA’larla yaptığımız operasyonlar sadece
başlangıçtır.” ifadelerini kullandı.
Türkiye
topraklarına saldırı imkanı bırakmayacak şekilde Hatay’dan Hakkari’ye
kadar güney sınırlarının tamamını güvenlik şeridi ile kapatma
kararlılıklarının her zamankinden bugün daha güçlü olduğuna dikkati
çeken Erdoğan, “Gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekatlarla bu şeridin
bir kısmını zaten oluşturduk. Kalanlarını da Tel Rıfat, Münbiç,
Aynularab gibi çıbanbaşı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz.”
dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin tehditleri
sınırların ötesinde karşılama ve yok etme stratejisini hayata geçirmek
için gereken faaliyetleri yürüttüğünü belirten Erdoğan, şunları
kaydetti:
“Hava harekatlarımızı kesintisiz
sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin
tepesine tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini
güvende hissettikleri o beton tünellerin mezarları haline geleceği gün
yakındır. Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye’nin terörle mücadele
kapsamında yaptığı harekatlar ile güvenli hale getirdiği bölgelerden
kesinlikle rahatsızlık duymasınlar, tam tersine bizim attığımız bu
adımlar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güvence altına
alacaktır. Sınırları içindeki diğer devletlerin varlığından, envaiçeşit
terör örgütünün faaliyetinden rahatsız olmayanların Türkiye’ye karşı
farklı tavır sergilemeleri, kendi halklarıyla yönetimlerinin bağlarını
zayıflatmaktan öte anlam taşımaz. Bizim tek derdimiz kendi
vatandaşlarımızın ve yanı başımızdaki tüm kardeşlerimizin güvenli,
huzurlu, müreffeh geleceğini inşa etmektir.”
“Terör örgütü ile onunla aynı çizgideki yapıların iplerini elinde tutanların karın ağrısı belli”
Erdoğan,
“Son dönemde hem ülke içinde hem sınır bölgesinde yoğunlaşan saldırılar
hiç şüphesiz terör örgütünün ve onu üzerimize salanların Türkiye’nin
geleceğine yönelik hesapları ile yakından ilişkilidir.” diye konuştu.
Terör
örgütü ile onunla aynı çizgideki yapıların iplerini elinde tutanların
karın ağrısının belli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bunlar, ülkemizin
güven ve istikrar içinde hedeflerine yürümesinden rahatsızlar. Bunlar,
ülkemizin kendi siyasi ve ekonomik kararlarını özgürce vermesinden kendi
çıkarlarını cesaretle savunmasından rahatsızlar. Bunlar, ülkemizin
küresel krizleri fırsata dönüştürmesinden rahatsızlar. Bunlar,
Türkiye’nin bölgesel liderliğini güçlendirmesinden rahatsızlar. Bunlar
bizatihi milletimizin Anadolu’daki bin yıllık varlığından rahatsızlar.
Üstelik tüm bu rahatsızlıklarını gizlemeye gerek dahi görmüyor açıkça da
söylüyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Herkes gibi bizim de kendimize göre bir oyun planımız var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin
maruz kaldığı hangi haksızlığı, adaletsizliği, nobranlığı kazısak
altından hep aynı anlayış, aynı hazımsızlık, aynı husumet çıkıyor. Biz
bunu Avrupa Birliği tam üyeliğimizin engellenmesinde yaşadık. Biz bunu
Amerika ile aramızda vuku bulan F-35 krizinde yaşadık. Biz bunu
sınırlarımıza füzeler yağarken ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin
sökülüp götürülmesinde yaşadık. Biz bunu Kıbrıs konusunda, enerji
anlaşmalarına kadar Akdeniz’deki her tartışmada yaşadık. Biz bunu
milyonlarca masumun canını ve onurunu kurtarmak için yaptığımız
fedakarlıkların görmezden gelinmesinde yaşadık. Hemen her uluslararası
platformda bu bakış açısının emarelerine şahit oluyoruz.
Herkes
gibi bizim de kendimize göre bir oyun planımız var. Geçmişten aldığımız
dersler ışığında Türkiye’nin ve milletimizin menfaatleri neyi
gerektiriyorsa ona göre hareket ediyoruz. Bunu yaparken tahammül
sınırlarımızı zorlayan hadiseler karşısında da tepkimizi göstermekten
geri kalmıyoruz. En çok da bel altı vuruşlara tevessül edilmesinden
üzüntü duyuyoruz.”
“Biz artık bu safhaları geçeli çok oldu”
Son
dönemdeki hadiseleri de bu çerçevede gördüklerini belirten Erdoğan,
“İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını
sanıyorlar. Sınır şehirlerimize, havanlarla saldırarak milletimizin
cesaretini kıracaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla
ülkemizi Türkiye Yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar.
Halbuki bilmiyorlar ki biz artık bu safhaları geçeli çok oldu.”
değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Vesayetin burnunu sürten, sokakları karıştırmak isteyen
vandalları bozguna uğratan, teröristleri açtıkları çukurlara gömen,
darbecileri püskürten, ekonomik tetikçilere eyvallah etmeyen,
istiklaline ve istikbaline sahip çıkan Türkiye’yi hala sinsi yöntemlerle
dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net; başaramayacaksınız.”
diye konuştu.
Küresel finans krizinden Kovid-19
salgınına, Rusya-Ukrayna savaşından enerji ve tedarik krizine kadar
yaşanan her hadisenin bir gerçeği işaret ettiğini kaydeden Erdoğan, “Bu
da bizi dize getirmek isteyenlerin kendi güvenlik ve refah düzenlerine
yönelik en küçük bir tehdit karşısında aslında kendi dizleri üstüne
nasıl kolayca çökebildikleri gerçeğidir.” ifadelerini kullandı.
“Güçlü bir başlangıç yapabilmenin yolu; 2023 imtihanından başarıyla çıkmaktan geçiyor”
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 2021 yılı ihracat rakamının aşıldığını belirterek, “2022 yılı
için konulan hedef 250 milyar dolar ve bunu da Allah’ın izniyle
aşıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Köhnemiş
küresel yönetim ve ekonomi sistemini yaşatmak için kendilerine kurban
arayanlara inşallah 2023’te de aradıkları fırsatı sandıkta benim
milletim vermeyecek. Milletime sesleniyorum; hep birlikte çok
çalışmamız, milletimizin her bir ferdinin gönlünü kazanmamız şarttır ki,
Cumhur İttifakı olarak büyük bir zaferle 2023’ün haziranında çıkalım.”
şeklinde konuştu.
“Aksi takdirde öyle bir vebalin
altına gireriz ki; Allah muhafaza her iki dünyada da hesabını
veremeyiz.” diyen Erdoğan, cumhuriyetin ilk 100 yılını tamamlarken, yeni
yüzyılına güçlü bir başlangıç yapabilmenin yolunun 2023 imtihanından
başarıyla çıkmaktan geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bunu da hep birlikte gerçekleştirerek gelecek nesillere her
birimizi hayırla yad etmelerini sağlayacak güzel bir miras
bırakacağımıza inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
“İçerideki siyasi gelişmeleri de yakından takip ediyoruz”
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Ülke ve millet olarak bekamıza yönelik tehditlerle
mücadelemizi sürdürürken, içerideki siyasi gelişmeleri de yakından takip
ediyoruz.” dedi.
Tarih boyunca tüm büyük
filozoflar, alimler ve yöneticilerin “siyaset nedir” sorusuna cevap
aradıklarını anlatan Erdoğan, siyasetin kelime kökeni olarak yönetmek,
eğitmek, yetiştirmek gibi anlamlara sahip olduğunu söyledi.
Bu
kavramla eş anlamlı olan politikanın ise eski Yunan’da doğrudan
devletin yönetimine ilişkin faaliyetlere işaret ettiğini aktaran
Erdoğan, “Siyaset, devletin kimler tarafından, hangi programla ve hangi
kadrolar tarafından idare edileceğini anlatır. Demokrasilerde,
seçimlerde halk hangi ittifaka, hangi partiye, hangi lidere bu
sorumluluğu verirse ülkeyi o yönetmektedir. Daha önce parlamenter
demokrasiyle yönetilen ülkemizde güven ve istikrar ikliminin tesisinde
ciddi sıkıntılar yaşanmıştır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 6 aylık, bir yıllık yönetimler, 15 aylık yönetimleri
hatırlatarak, “Burada istikrar olur mu? Olmadı, olmaz. Onun için
istikrarın olmasına inandığımızdan dolayı ne yaptık, yönetim sistemini
milletimizin teveccühüyle değiştirdik.” dedi.
“Kağıthane’yi ‘Kağıttepe’ diye ifade eden bir kişiden bu ülkeye Cumhurbaşkanı olur mu?”
Koalisyon
dönemlerinin ve onun bir parçası haline gelen vesayet gölgesiyle
darbeler zincirinin ülkeye ağır maliyetleri olduğunu anlatan Erdoğan,
tarihin en büyük yönetim reformlarından birini gerçekleştirerek
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmek suretiyle bu sorunu
çözdüklerini söyledi.
Yürütmenin temsilcisi
cumhurbaşkanının halkın yarısından fazlasının desteğiyle iş başına
gelebilmesinin, yeni sistemde yönetimin demokratik meşruiyetini en üst
seviyeye çıkardığını dile getiren Erdoğan, hala bu gerçeklerin farkında
olmayan birilerinin varlığını üzüntüyle gördüklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Ömründe devlet yönetimine dair, özellikle Sosyal Sigortalar
Kurumu Genel Müdürlüğü dönemi hariç herhangi bir bilgisi, tecrübesi
kabiliyeti olmayan CHP Genel Başkanının ‘devleti yönetme sorumluluğu’
nutukları atması ise ayrı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor. Bu zatın
öncelikle ülkenin en büyük ikinci partisinin başında olmasının getirdiği
sorumluluk bir yana, herhangi bir vatandaş olarak göstermesi gereken
asgari hassasiyetinin farkına varması gerekir. Kağıthane’yi ‘Kağıttepe’
diye ifade eden bir kişiden bu ülkeye Cumhurbaşkanı olur mu?”
değerlendirmesinde bulundu.
“Sorumluluk lafını ağzına en son alacak kişidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şimdi
söyleyeceklerim, belki biraz ağır olacak ama emin olun hepsi de
muhatabının sonuna kadar hak ettiği tespitlerdir. Madem sorumluluktan
söz ediyoruz. Öyleyse kendi devletini, bütçesini, uyuşturucu parasıyla
finanse etmekle suçlayan bir haysiyet fukarası sorumluluk lafını ağzına
en son alacak kişidir. Kendi devletini, borsasının yükselişi üzerinden
hançerlemeyi siyaset sanan bir sefil, sorumluluk ifadesinin yanına
yaklaşamaz. Kendi devletini, ülkesini, mafyaya teslim etmekle itham eden
bir zavallı, sorumluluk kavramının yanından, yöresinden bile geçemez.
Yurt dışına gittiğinde ülkenin ve milletin hayrına tek bir görüşme
yapmayıp ne kadar terör örgütü destekçisi, ne kadar Türkiye düşmanı
varsa onların ekmeğine yağ sürüp gelen bir gafil sorumluluk lafıyla yan
yana gelemez.
Teröriste terörist, terör örgütüne
terör örgütü deme cesareti olmayan, terör örgütü güdümündeki partiyi,
ülke yönetimine ortak etmeye çalışan bir namert sorumluluktan söz
edemez. Ağzını her açtığında yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan,
ahlaksızlıktan söz edip de kendi belediyelerindeki, parti
teşkilatlarındaki kepazeliklere gözünü kapatan bir kifayetsiz
sorumluluğun ‘s’sinin bile yanına yaklaşamaz. Devraldıkları
belediyelerde bırakınız taş üstüne taş koymayı yapılanları yaşatmayı
başlatılanları sürdürmeyi beceremediklerinden sorumluluk diyerek
ortalıkta dolaşması kadar yüzsüzce bir tavır olamaz.”
“Hangi hesapların peşinde olduklarını Gezi olaylarında gördük”
Erdoğan,
dünyada ülkesinde orman ve yeşil varlığını en çok artıran bir yönetime,
“ağaç” diyerek saldıranların, hangi hesapların peşinde olduklarını Gezi
olaylarında gördüklerini belirtti.
CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan,
“CHP’nin başındaki zat da ‘ağaç’ diye gevelemeye başladığına göre demek
ki bu nöbet kendisine geçti. Hele bir de dış politikadan söz etmesi yok
mu, tam da bu noktada insanın artık ‘sözün bittiği yer’ diyesi geliyor.
Bütün dünya Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşından, Türk Devletleri
Teşkilatının kuruluşuna kadar her alanda dış politikada elde ettiği
başarıları konuşurken, bu zatın ‘dış politika’ diye eveleyip gevelemesi
karşısında söylenecek her lafı israf görüyoruz.” diye konuştu.
“Harcadığımız her nefes fuzuli”
“Cumhurbaşkanı
adaylığını dahi ilan etmekten aciz olan, kendisine böyle bir siyaset
alanı açamamış bulunan bu zat için harcadığımız her nefesin fuzuli
olduğunu elbette biliyoruz” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama ola ki bu
hezeyanlara kulak kabartanlar varsa onların yüreklerini ferahlatmayı
boynumuzun borcu olarak gördüğümüz için kendisini muhatap alıyoruz. Aynı
şekilde haksız, hukuksuz, ahlaksız, pervasız bir şekilde itham ettiği
öğretmeninden polisine, sağlıkçısından çiftçisine, muhtarından hakim
savcısına kadar tüm kamu görevlilerinin sahipsiz olmadığını görmesi için
kendisine cevap veriyoruz. Bay Kemal, ne bu polis, ne bu öğretmenler,
ne bu sağlıkçılar, hiçbiri sahipsiz değil. Onların yanında ve arkasında
biz varız. Dışarıdan bakıp da Türkiye’de her türlü yalanın ve iftiranın
dolaşıma sokulabileceği vehmine kapılanlar olabilir diye kendisine en
ağır ifadelerle mukabele ediyoruz.”
“Asıl güreşmek istediğimiz minder”
Kılıçdaroğlu’nun,
3 Aralık’ta bir “vizyon” açıklayacağını ilan ettiğine değinen Erdoğan,
“Bu zatın siyasi hayatında ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırlandığını
ilan etmesinden memnuniyet duyduk. Bizim asıl yarışmak istediğimiz alan,
asıl güreşmek istediğimiz minder, asıl tartılmak isteğimiz kantar işte
burası.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, muhalefetle
polemik siyasetinde değil eser ve hizmet siyasetinde yarışmak
istediklerini vurgulayarak, muhalefetle mesailerini, yalanlarına cevap
vererek değil, Türkiye Yüzyılı vizyonunun benzeri gayretlerini konuşarak
yürütmek istediklerini söyledi.
“Bize ülkenin ve milletin hayrına programlarla, projelerle, iddialarla gelin, canımızı yiyin” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yeter
ki artık bıkkınlık veren şu arsız, yüzsüz, yalan ve iftira üzerine
kurulu tek parti devri bakiyesi siyaset üslubunuzdan vazgeçin. Yeter ki
artık kısır siyasi çıkarlarınız, anlık hazlarınız için kendi ülkenize,
kendi insanınıza ihanet derecesine varacak ifadelerden, tavırlardan uzak
durun. Eğer muhalefet pozitif siyaset konusunda samimiyse işte burada,
AK Parti Grubu’ndan, Cumhur İttifakı adına söz veriyorum: Kendilerinin
hiçbir eksiklerini yüzlerine vurmayacağız, hiçbir zayıflıklarının
üzerine gitmeyeceğiz, hiçbir gaflarıyla dalga geçmeyeceğiz. Çünkü
Türkiye eski devir kalıntısı siyaset tavrından çok yorulmuştur. Bilhassa
gençlerimiz, desteksiz atıp tutma, hiçbir şey söylemeden çok laf etme,
sırf muhalefet etme adına inatla, siyaha beyaz, beyaza siyah deme
fanatizmine dayalı siyaseti kesinlikle istemiyor.”
“Buyurun 2023’ü bir demokrasi şölenine çevirelim”
Ziyaret
ettikleri şehirlerde ve birçok programda sıkça bir araya geldikleri
gençlerin, demokrasi, özgürlük, hakkaniyet, adalet, açık yüreklilik,
açık fikirlilik konusundaki beklentilerinin en yakın şahidi olduklarını
aktaran Erdoğan, “Biz kendimizi, vizyonumuzla, programımızla,
projelerimizle, üslubumuzla geleceğin Türkiye’sine hazırlamak için
samimi ve yoğun bir gayret içindeyiz.” sözlerini sarf etti.
“Dün
2023 hedefleri demiştik, bugün ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz” ifadesini
kullanan Erdoğan, yarın da çok daha ileri adımlarla vatandaşların
karşısında olacaklarını vurguladı.
Muhalefetin bu
yeni siyaset tarzına ayak uydurmasının kendilerinin de işlerini
kolaylaştıracağını ve rahatlatacağını dile getiren Erdoğan, şu görüşleri
paylaştı:
“Gelin hep birlikte büyük ve güçlü
Türkiye’nin inşası için yapabileceklerimizi ortaya koyalım,
vizyonlarımızı yarıştıralım, projelerimizi kapıştıralım. Fikri ve fiziki
tüm birikimimizi hep birlikte bu doğrultuda seferber edelim. Hayatı
boyunca hasbi siyaset tarzıyla, harbi insan ilişkisiyle, ilkeli yönetim
anlayışıyla milletimizin gönlünde yer etmiş birisi olarak söylediğim her
şeydeki samimiyetimi herhalde kimse sorgulayamaz. Eğer muhalefet
liderleri de aynı delikanlılığı gösterebilecekse buyurun 2023’ü bir
demokrasi şölenine çevirelim. Ama eski usulde devam etmeye kalkarlarsa
da hiç kimse kusura bakmasın, milletimizin geleceğini kimsenin şahsi
ihtiraslarına, karanlık hesaplarına kurban etmeyiz. Bizde gül de var,
gürz de var. Kim, hangisini isterse onunla karşısına çıkarız.”
“Bir sürprizimiz var”
Erdoğan, konuşmasının sonunda “bir sürprizimiz var” diyerek, sözü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’ye bıraktı.
Özhaseki
“AK Parti dönemi hizmet dönemi. AK Parti, eser bırakmak, belediyecilik
demek. Sayın Cumhurbaşkanım, sizler tüm Türkiye’yi eserlerle donatırken,
Nazilli’de doğan, büyüyen ve belediye başkanı seçilen bir kardeşimiz de
Nazilli’ye eserler kazandırmak istiyor. Bu vesileyle bugün aramızdalar.
Seçimlerde İYİ Parti’den seçildiler ama şimdi büyük AK Parti ailesine
katılıyorlar.” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra AK Parti’ye katılan Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’a rozetini taktı.
AK
Parti’ye katılmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Özcan, “Dünya ve
ülkemiz ciddi bir sıkıntıdan ve zorlu dönemden geçiyor. Bu zorlu dönemde
Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı milli birlik ve beraberlik davetine
icabet etmemek olmazdı. Kendisine teşekkür ediyorum. Hüsnükabullerinden
dolayı bu büyük aileye minnettarım. Millete ve memlekete hizmet etmek
için her zaman emrinizdeyim.” dedi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, İYİ Parti’den AK Parti’ye katılan Nazilli Belediye Meclisi
Üyesi Ali Gölgesiz ile CHP’den istifa ederek AK Parti’ye katılan Aydın
İl Başkan Yardımcısı Mustafa Ertekin’e de rozetini taktı.
Muhabir: Seval Ocak Adıyaman, Zehra Aydın Turapoğlu, Aynur Ekiz, Aykut Yılmaz, Sinan Uslu
sonbasin.com / AA