TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonundan okullara “dede/nene saati” önerisi
TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu raporunda, anaokul ve ilkokul çocuklarına, kaybolmaya yüz tutmuş oyunların, kültürel öğelerin ve zanaat türlerinin yaşlılar tarafından öğretilmesi önerildi.
TBMM (AA) – AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya’nın başkanı olduğu komisyonun raporunda, yaşlı vatandaşların sorunlarına ilişkin tespit ve öneriler yer aldı.
Bilgi ve becerilerin gelecek kuşaklara aktırılmasının öneminin vurgulandığı raporda, Türkiye’de son yıllarda kuşaklar arası dayanışmayla ilgili birçok örnek çalışma olduğu ancak bu faaliyetlerde çeşitlilik ve süreklilik sorunlarının göze çarptığı ifade edildi.
Kuşaklar arası etkiletişim ve dayanışmaya işaret edilen raporda, yaşlıların sosyal ve kültürel hayatına ilişkin çözümler sunuldu.
Raporda, “İlkokul ve kreşlerdeki çocukların huzurevi gibi bakım tesislerini ziyaret etmesi ve yaşlıların ilkokul ve kreşlerdeki çocukların etkinliklerine davet edilmesi kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek bakımından önerilmektedir. Yaşlı ve genç bireylerin eşleştiği ve belirli aralıklarla bir araya gelerek kültürel, bilimsel ve sanatsal faaliyetler yürüttüğü ulusal bir kuşaklar arası dayanışma programı oluşturulmalıdır. Bu çerçevede dede-torun projeleri yapılabilir.” ifadelerine yer verildi.
Raporda, eğitim kurumlarında yaşlıların gönüllü olarak çocuklarla ve gençlerle bir araya geldiği, bilgi ve tecrübelerini aktardığı okul temelli kuşaklar arası dayanışma modellerinin hazırlanmasının önemine işaret edildi.
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Yaşlıların her tür eğitim kademesinde kendi kültürel ve mesleki deneyimlerini aktarabilecekleri misafir öğretmen/mentor pozisyonuyla değerlendirilebileceği faaliyetlerin yapılması gerekir. Örneğin anaokulu ve ilkokullarda dede/nene saati uygulaması ile haftanın belirli bir günü yaşlılar, öğrencilere kendi çocukluklarında oynadıkları oyunları, kaybolmaya yüz tutmuş kültürel öğeleri ve zanaat türlerini anlatabilirler. Yaşlıların ortaokul, lise ve üniversite eğitimi düzeyindeki öğrencilere öğretmenlik/mentorluk yapması, deneyimlerin ve kültürel mirasın aktarımı konusunda büyük önem arz etmektedir.
Üniversitelerin lisans bölümlerinde yer alan Topluma Hizmet Uygulamaları dersi kapsamında üniversite öğrencilerinin planlı bir şekilde yaşlılarla bir arada olacağı ve onlara hizmet götüreceği bir uygulama modeli geliştirilmelidir. Ayrıca, ortaöğretimde ‘sosyal sorumluluk dersi’ konmalı ve bu ders kapsamında gençler, yaşlılara ve benzeri topluma hizmet faaliyetlerinde gönüllü olarak görev alabilmelidir.”
Huzurevleri, ilköğretim okullarının yakınlarında açılsın
Raporda yeni planlanan huzurevleri ve yaşlı bakım/rehabilitasyon merkezlerinin kuşaklar arası dayanışmayı güçlendirmek adına çocuk yuvalarının olduğu yerlerde veya ilköğretim okullarının yakınında açılması önerildi.
Yaşlı bireyler için açılan kursların çeşitliliği ve yaşlıların kurslara katılımının azlığına dikkati çekilen raporda, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaşlı bireyler için açılan kursların çeşitliliğinin artırılması istendi.
Raporda, şu önerilere yer verildi:
“İstihdama yönelik kurslar, sağlık okuryazarlığı, yaşlı bakımı, yaşlı dostu çevre düzenlemeleri, günlük yaşam becerileri ve dijital okur yazarlık gibi kurslar açılabilir. Kursların yaşlıların en çok hangi alanda eğitime ihtiyaç duyduğunun tespit edildiği ihtiyaç analizi çalışması yapılarak belirlenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca yeni açılacak kurs programlarının değişen toplumun ve kültürün ihtiyaçlarını karşılayacak öğeler barındırması yaşlıların çağa ayak uydurmalarını kolaylaştıracaktır. Kursların çeşitlendirilmesinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarından yardım talep edilmelidir. Hayat boyu rehberlik platformu bünyesinde meslek atlası uygulaması ile kişinin ihtiyaçlarına göre bireyselleştirilmiş kurs seçeneklerinin sunulması sağlanmalıdır.”
Muhabir: Adem Balta
sonbasin.com / AA