Uzmanı sınav müfredatındaki değişiklik sonrası 8 ve 12’nci sınıfları uyardı
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde etkili olan depremlerin ardından diğer şehirlerdeki ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri bugün eğitim ve öğretimin yeni dönemine başladı. Öğrencilere deprem konusunda bilgilendirme yapılmasının önemine değinen Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, öğrencilerin okula devamlılığının önemine de vurgu yaptı. Kurt, “Buradaki en büyük tehlike 8 ve 12’nci sınıflar içindir. Haziranda yapılacak sınav için birinci dönemin konularını biliyorum diye ‘Ben artık öğrendim, okula gitmeme gerek yok’ düşüncesiyle okula gitmeme kesinlikle olmamalıdır. Hazirana kadar tüm 8 ve 12’nci sınıf öğrencileri mutlaka okula gitmeli” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bu yıl LGS’ye girecek öğrencilerin 2’nci dönem konularından, YKS’ye girecek öğrencilerin ise 12’nci sınıfın 2’nci dönem konularından sorumlu tutulmayacağını açıklamıştı. Üniversiteler ise Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar’ın açıkladığı kararla online eğitime geçti. Bu nedenle sınava hazırlanan öğrencilerin müfredatında ve çalışma düzenlerinde birtakım değişiklikler meydana geldi. Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, bu sürecin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda bazı açıklamalarda bulundu.
Yaklaşık 1 ay kadar tatil süresinin ardından deprem bölgesindeki okullar hariç diğer illerde eğitim öğretim başladı. Aynı zamanda üniversiteler de online eğitime geçti. Adil Kurt, öğrencilerin birinci dönemde öğrendiği bilgilerle ikinci dönemde öğreneceği bilgilerin birbirine çok bağlı olduğunu söyleyerek, “Öğrenme, bilgilerin zincirlerini birbirine bağlayarak devam eder. Öğrenme zinciri koptuğunda ve belli bir zaman boyunca okula gitmeyen öğrenci çok büyük sorunlar yaşar” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLER ÇOK NET VE DOĞRU BİR ŞEKİLDE AÇIKLAMALARDA BULUNMALI”
Uğur Okulları Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt depremden sonra sadece çocukların değil büyüklerin de endişe duyup kaygılandığını belirterek “Öğretmenlerimiz sınıflara girdiğinde çocuklar farklı ortamlarda farklı şekillerde karşılarına çıkacaktır. Kimisi depremden etkilenmiş, bazıları da hiç etkilenmemiş ama görsel basın veya öğrendiklerinden dolayı etki altında kalmış olacaktır. Öğretmenler sınıfın ve çocukların durumuna göre çocuklara çok net ve doğru bir şekilde açıklamalarda bulunmalı. Çocukların, kendileri ve ailelerinin güvende olması konusunda endişeleri bulunuyor. Öğretmenlerin, okulun güvenilir bir yer olduğunu, okulda güvenli bir şekilde eğitim yapıldığını söylemeleri gerekiyor. Çocuklar konuşmak istediğinde onları konuşturmak ve derslerde mümkün olduğu kadar öğrencinin durumuna göre onlarla iletişim halinde bulunup açık ve net bir şekilde depremin doğal bir afet olduğu anlatmaları lazım. Aynı zamanda bu doğal afetlerin ancak bilimle, teknolojiyle ve öğrenmeyle daha az hasarla geçirebileceğini anlatmaları gerekiyor” dedi.
DEPREM KONUSUNDA İYİ BİR BİLGİLENDİRME YAPILMALI
Özellikle öğretmenlerin ‘Boş verin geçer.’ gibi geçiştirici söylemlerde bulunmaması gerektiğini ifade eden Kurt, “Çocuklarla konuşarak doğru ve net bilgi vermeleri gerekiyor. Bunun için de öğretmenler deprem konusunda iyi bir bilgilendirme ve iyi bir eğitimle bu bilgileri sınıflarda açıklamaları gerekiyor. Ancak şuna da dikkat edilmelidir; her sınıfta 8 saat ders varsa her öğretmenin depremin sorunlarını anlatmaması gerekiyor. Bunu profesyonel insanların anlatması ve öğrencilerin ihtiyacı doğrultusunda anlatılması daha doğrudur” diye konuştu.
“ÖĞRENME, BİLGİLERİN ZİNCİRLERİNİ BİRBİRİNE BAĞLAYARAK DEVAM EDER”
Öğrencilerin birinci dönemde öğrendiği bilgilerle ikinci dönemde öğreneceği bilgilerin birbirine çok bağlı olduğunu söyleyen Kurt, “Öğrenme, bilgilerin zincirlerini birbirine bağlayarak devam eder. Öğrenciler yaklaşık 1 aydır okuldan uzak kaldılar ve maalesef bu öğrenme zinciri koptu. Öğrencilerin önce okula ısınmaları gerekiyor. Daha sonra ise öğretmenler bu 1 aylık kayıp sonrası çocuklara öncelikle ‘Neler hatırlıyoruz?’ diye sormalı ve neler hatırladıklarını gördükten sonra eğitim öğretim planlamasını buna göre yapmalı. Özellikle ilkokul öğrencileri için 1 aylık bir tatil dinlenme gibi gelmiştir ama ortaokul öğrencilerinde öğrenme zinciri kopmuştur bunu önlemeleri gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRENCİLER MUTLAKA OKULA GİTMELİ”
Üniversite hazırlık grubundaki öğrencilerin ikinci dönem konularından sorumlu olmadığını ve buradaki en büyük tehlikenin bu öğrencilerin ikinci dönem konularına çalışmaması olduğunu vurgulayan Kurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Buradaki en büyük tehlike 8 ve 12. sınıflar için. Haziranda yapılacak sınav için birinci dönemin konularını biliyorum diye ‘Ben artık öğrendim, okula gitmeme gerek yok.’ diye düşünerek okula gitmeme kesinlikle olmamalıdır. Hazirana kadar tüm 8. sınıf öğrencileri mutlaka okula gitmeli. Okul da bunun için öğrenciye bir ön test yapmalı. Bu ön test yani deneme sınavı sonrasında elde ettiği yüzdelik dilimine göre öğrenci kendisine bir tercih yapmalı. Yani haziranda yapacağı tercihi şimdiden yapmalı, eksikliklerini görmeli ve iki taraflı çalışmalı. Birincisi eksikliklerini tamamlayacak şekilde genel tekrar yapmalı, ikincisi ise her deneme sınavına girerek kendi hızını artırmalı. Bu 12. sınıflar içinde geçerlidir. Özellikle 12. sınıf öğrencileri 12. sınıfın ikinci dönemi çıkmıyor diye çalışmayı bırakması gerekmemektedir. Aksine başlangıçtaki konuların tekrarlarını yapmalı, hangi üniversiteye tercih yapacaklarsa önce tercih yapmalı kendi girdiği sınavın yüzdelik dilimine göre kendisi hedefini belirlemeli ve o yüzdelik dilimine göre çalışmasını 3 aylığa planlamalı ve bu şekilde devam etmeli. Okullarda bu tekrar çalışmasını yapmak zorunda aksi halde öğrenci haziranda gireceği sınava kendisini hazırladığı için okula gelmemeye başlar. Bu nedenle okullar mutlaka tekrar çalışmasını yapmalı, çocukları okullarda tutmalı. En tehlikeli iş çocukların okula gitmemesi. Okula gitmeyen öğrenciyi mutlaka ikna edip 8 ve 12. sınıftaki çocukları sabah 08.00’de kalkıp 09.00’da okulda olması sağlanmalı. Okulda mutlaka bunun hazırlığı yapılmalı. Birçok okulda bunu yapmış durumda. Öğrencilerimiz bu konuda rahat olsunlar.”
“EĞİTİM İLKOKULDAN BAŞLAR ÜNİVERSİTEYE KADAR DİSİPLİN ALIR”
Öğrenme zinciri koptuğunda ve belli bir zaman boyunca okula gitmeyen öğrencinin çok büyük sorunlar yaşayacağını ifade eden Adil kurt, “Bu öğrencinin mutlaka kendisini çok sıkı bir şekilde antrenman yaparak sınavlara girerek hazırlaması lazım. Öğrenmede en önemli kısım bilgilerin zincirleme bağlamasıdır. Onların hepsi birbirinin üstüne gider. İlkokulun üzerine ortaokul, ortaokulun üstüne lise, lisenin üstüne üniversite olur. Daha sonra da bu öğrenciler ne yaparlar, mühendis olurlar. Mühendis olduktan sonra işini disiplinli yaparlarsa şu anki yaşadığımız felaketi daha az bir şekilde yaşayabiliriz. Şu an binaların güvenilirliğini konuşuyoruz. Binaların mühendislik çalışmasının az yapılması nedeniyle ölümlerin fazla olması ülkemiz için çok önemli bir meseledir. Bu eğitim mutlaka ilkokuldan başlar üniversiteye kadar disiplin alır” diye konuştu.
sonbasin.com / DHA