Timsal Karabekir: Türkiye’yi gezerek gençlerimize tarihi aşılıyorum
Birinci Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı yıllarında özellikle Doğu Anadolu’da gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla ‘Şark Fatihi’ ünvanı ile anılan Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir (83), Pandemide virüsten korunmak için nasıl aşılandıysak, ben de Türkiye’yi adım adım gezerek, gençlere tarihi aşılıyorum dedi.
Erzurum’da özel bir okul tarafından ‘Babam Karabekir’ konulu söyleşi düzenlendi. Program, şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından sahneye çıkan okul korosunun ‘Sarı Gelin’ ve Kazım Karabekir Paşa’nın yazıp, bestelediği ‘Türk Yılmaz’ marşını seslendirmesi ile başladı. Milli Mücadele Kahramanı Kazım Karabekir’in kızı Timsal Karabekir, babasına ait fotoğraf arşivi eşliğinde sunum yaparak savaşlarda yaşanan olayları anlattı. ‘Tarihini bilmeyen, coğrafyasını kaybeder’ sözünü her duyduğunda derin bir sarsıntı geçirdiğini söyleyen Timsal Karabekir, “Bu öyle bir söz ki mesleğiniz ne olursa olsun, kendi tarihinizi bilmek zorundasınız. Bizler coğrafyamıza sadık kalacaksak, o bilginin güçlü olması gerekir. Biliyorsunuz, hepimiz ağır bir hastalık dönemi geçirdik. Koronavirüs salgını, zor günlerdi. Ama bu ilk değildi. Tarihe bakarsanız çiçek, kolera gibi salgınlar insanlığı hep zorladı. İnsanlar her zaman bu felaketlere karşı bir çözüm buldu, bir aşı geliştirdi. Tarihimiz de işte öyledir; geçmişten ders almak, gençlerimize bu bilgiyi aktarmak bir tür aşıdır. Tarihini bilmeyenin coğrafyasını başkaları çizer. Dolayısıyla bizim gençlere neler yaşadığımızı, neler yaşandığını anlatmamız da pandemide virüsten korunmak için nasıl aşılandıysak, ben de Türkiye’yi adım adım gezerek, gençlere vatanına sahip çıkması için tarihimizi anlatıp onları aşılıyorum” diye konuştu.
‘UZAYDAN BİLE ÇAĞIRSALAR GİDERİM’
Davet gelen her yere koşarak gittiğini ve bundan büyük bir zevk aldığını belirten Timsal Karabekir, “Başta Mustafa Kemal, babam ve bütün o ilahi kadro, Türkiye’nin her noktasını canlarıyla, kanlarıyla bize emanet etmiştir. Onların yaptıklarının karşılığında küçük bir şey de biz yapabiliyorsak ne mutlu bize. Buradan hemen bir gün sonra Allah nasip ederse Denizli’ye gideceğim. Uzaydan bile çağırsalar giderim. Babam çocukları çok severdi ve en kötü gününde bile onlara yardım elini uzatırdı. ‘Yetimlerin babası’ olarak da bilinirdi. Babam rahmetli olduktan sonra ben de o geleneği vakıf yardımı ile sürdürüyorum. 100’e yakın evladımız var. Keşke büyük paralar verebilsek fakat bir ihtiyaçları olduğunda ‘Alo’ diyecek bir yerleri var. Dolayısıyla yapmamız gereken daha çok şey var. Dostlarımız, arkadaşlarımızdan da o çocuklara yardım edenler oluyor. Sağ olsun Vakfın Genel Sekreteri Sadık Bey, ufak geziler yaparak bizim arkadaş topluluğundan o gezilerin parasını da o çocuklara yatırıyoruz” dedi.
‘TARİHİMİZİ BİLMEK, GENÇLERE ÖĞRETMEK BİZİM BOYNUMUZUN BORCUDUR’
Karabekir ailesinden hep asker çıktığını ve Osmanlı’ya hizmet ettiğini, babasının daha genç yaşında orduda görev aldığını ve generalliğe kadar yükseldiğini ifade eden Timsal Karabekir, şunları söyledi:
“Babam çocukken mahalle mektebine başlamış ama pek sevmemiş. Sonra askerlik yolu açılmış ve ordu ona çok yakışmış. Bakın, o dönemlerde soyadı kanunu yoktu. Karabekir soyadı, bizim aile lakabımızdı. Resmi olarak soyadı kanunu çıktığında, ailemiz zaten bu ismi taşıyordu. O günlerde Ermenilerle Türkler arasında ciddi bir gerginlik vardı. Padişah, Kazım Karabekir’i asayişi sağlamak için Erzurum’a göndermişti. Kara yoluyla ulaşım olmadığından, Trabzon’a deniz yoluyla gidip oradan Erzurum’a geçmek zorunda kalmışlardı. Erzurum’a vardığında, şehri harap halde bulmuştu. Hatıratında şunu söylüyordu; ‘Allah benim gördüklerimi başka hiçbir göze göstermesin.’ Tabii onun hayatı sadece Erzurum’da geçmedi. Çanakkale Savaşı, Balkanlar, Irak Cephesi. Nerede vatanın bir karış toprağına ihtiyaç varsa, oradaydı. Çanakkale’de yaşanan o yokluklar, hala yüreğimizi sızlatır. Gençler, açlıkla, yoksullukla mücadele ederken bir de düşmanla savaşıyordu. Sabah üzüm hoşafı, öğlen yok, akşam belki biraz buğday çorbası. Ama o gençler, ölüme seve seve koştular. Kazım Karabekir’in eğitimle ilgili çabaları da çok önemlidir. Erzurum ve Erzincan’da sadece düşmanı kovmakla kalmadı, halkı eğitmek için okullar açtı. Doğu’daki gençlere ve çocuklara bir gelecek sundu. Bu kadar acının içinde, geleceğe umut olmayı başardı. İşte bizim tarihimiz böyle yazıldı. Bu toprakları vatan yapanları, bu bayrağı dalgalandıranları unutmamalıyız. Tarihimizi bilmek, gençlere öğretmek bizim boynumuzun borcudur. Eğer bunu yapmazsak, geleceğimizi kaybederiz.”
Konuşmasının sonunda salondaki öğrenci ve velileri tarafından ayakta alkışlanan Timsal Karabekir’e öğrenciler, çiçek vermek için sıraya girdi. Karabekir ile hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler ise uzun bir kuyruk oluşturdu.
sonbasin.com / DHA