‘Medya sektörü, sağlık turizminin mimarları arasında yer alıyor’

Son yıllarda sağlık turizminde önemli bir destinasyona dönüşen Türkiye, her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişiyi ağırlamaya devam ediyor. Uluslararası Sağlık Hizmetleri’ne göre, sağlık turizminden 2023’te 3 milyar dolar gelir elde eden Türkiye, bu rakamı her geçen yıl artırıyor.

‘MEDYA, SAĞLIK TURİZMİNİN MİMARLARI ARASINDA YER ALIYOR’

Gülnahar, konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Türkiye, son yıllarda sağlık turizminde önemli bir merkez haline geldi. Medya ve prodüksiyon hizmetleri ise bu büyüme stratejisinin hayata geçirilmesinde, global çapta tanıtılmasında hayati bir rol oynuyor. Çünkü, özellikle yurt dışında yaşayan hastalar, tedavi süreçlerini ve buna uygun doktorları araştırmak amacıyla bilgi alabilecekleri güvenilir yayınları takip ediyor. Bu noktada medya sektörü, yalnız vatandaşlarımıza değil, farklı ülkelerden sağlık turistlerine de hitap ediyor.”

Medya sektörünün sağlık turizmi için barındırdığı avantajları sıralayan Birnaz Yılmaz Gülnahar, “Medyanın sahip olduğu erişilebilirlik gücünü, sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu farklı konularda televizyon programları, belgeseller, reklam kampanyaları ve dijital içerikler oluşturarak fırsata dönüştürmek mümkün. Potansiyel sağlık turistleri için doktorlar ile çeşitli tedavi seçenekleri sunulabiliyor, sağlık kuruluşları tanıtılabiliyor, tedavi süreçleri ve destinasyonlar hakkında kapsamlı bilgi verilebiliyor. Sağlık turizmi kavramı daha geniş kitlelere ulaştırılabilirken, insanların bu konuya ilgisi artırılıyor” diye konuştu.

Gülnahar şöyle devam etti:

“Bir ülkenin veya sağlık kuruluşunun imajı, medya aracılığıyla şekilleniyor. Olumlu haberler, başarı hikayeleri ve tanıtım kampanyaları, bir destinasyonun sağlık turizmi merkezi algısını güçlendiriyor. Sağlık turizmi hizmetlerinin etkili bir şekilde pazarlanmasını sağlıyor. Medyada yer alan hasta yorumları, başarı hikayeleri ve uzman görüşleri, potansiyel hastalar için önemli bir referans kaynağı oluyor. Ancak, çok önemli bir husus var ki, o da medya şirketlerinin sahip olması gereken kusursuz bir prodüksiyon sistemi. Çünkü medyada inanılırlık ve güven, kaliteli ve yüksek çözünürlüklü video, fotoğraf ve ses gibi unsurlarla sağlanabiliyor. Rekabetin böylesi yoğun olduğu sağlık sektöründe de öne çıkmanın yolu güçlü prodüksiyon ekipmanlarına sahip markalarla işbirliği gerçekleştirmek ve bunu bir kendine yatırım gibi görmekten geçiyor. Egopro Medya olarak biz de 2019’dan bu yana bilgilendirici sağlık programları konusunda Türkiye’de öncü şirketlerden biri olarak faaliyet gösteriyor, ekonomimize dolaylı yoldan katkıda bulunuyoruz.”

‘ŞU ANA KADAR 5 BİN BÖLÜMÜ AŞKIN PROGRAM YAPTIK, 650 PROJEYE İMZA ATTIK’

Doğru kullanıldığında, medya ve prodüksiyon hizmetlerinin, sağlık turizmi alanında farkındalık yaratmak ve potansiyel hastaların Türkiye’yi tercih etmelerini sağlamak konusunda büyük bir etki yaratabildiğine dikkat çeken Gülnahar,

“Türkiye’nin en çok izlenen ulusal kanallarında yüzlerce bölüm program yaparak ve binlerce doktorla çalışarak sağlık turizminin gelişmesini destekledik. Bu süreçte yapılan tüm prodüksiyonları, sağlık turizmi kapsamında yurt içi ve dışı tanıtımlarda yoğun olarak kullandık. Şu ana kadar 5 bin bölümü aşkın program, reklam ve tanıtım filmi yaptık. 650 başarılı proje gerçekleştirdik. Bu da hizmet verdiğimiz müşterilerimizle ortak bir yolda yürüdüğümüzün bir göstergesi. Öyle ki halen devam eden projelerimizle yılda bin 500 doktoru konuk ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Gülnahar, medyanın sağlık turizmine katkısını incelerken, Esteworld Plastik Cerrahi Sağlık Grubu CEO’su Burak Tuncer de sektörün mevcut dinamiklerini değerlendirdi.

‘MEDYA DOĞRU DEĞERLENDİRİLİRSE, GLOBALDE BAŞARI KAÇINILMAZ’

Esteworld Plastik Cerrahi Sağlık Grubu CEO’su Burak Tuncer de konuyu sağlık sektörünün içinden şu şekilde değerlendirdi:

“Günümüz toplumunun en önemli iletişim araçlarından biri olan medya, sağlık kuruluşlarının global çapta tanıtılabilmesi, sağlık turistlerinin ülkemiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilmesi için kritik bir görev üstleniyor. Özellikle de herhangi bir hastalığa, tedaviye dair merak edilenleri ve bilinmeyenleri, hastalarla paylaşmamızda önemli bir rol oynuyor. Coğrafi sınırları ortadan kaldırarak, hastalara adeta yan yanaymışçasına hitap etmemize olanak tanıyor. Bu yüzden Türkiye’nin sağlık sektöründeki ivmesine katkıda bulunan ve bu gelişimin mimarları arasında yer alan prodüksiyonların doğru şekilde değerlendirildiği takdirde, global çapta başarının da kaçınılmaz olacağına inanıyorum.”

sonbasin.com / DHA