Konya’daki Laodikya Antik Kenti’nin kalıntıları ‘arkeopark’ta sergilenecek
Konya’da, geçmişi antik çağlara dayanan, Roma ve Bizans İmparatorluğunun önemli merkezlerinden Laodikya Antik Kenti’nin kalıntılarıyla arkeopark oluşturmak için çalışma yürütülüyor.
KONYA (AA) – Yazıtlı taşları, gymnasiumu, Roma hamamı, antik kilisesi, antik mermer ocağı, maden galerileri ve onlarca kültür varlığını barındıran Laodikya’nın bulunduğu Sarayönü ilçesi Ladik Mahallesi, sokaklarında sıklıkla görülen sütunları ve kaideleriyle açık hava müzesini andırıyor.
Mahalleye ve çevre yerleşim yerlerine yayılan, devşirme malzeme olarak başka yapılarda da kullanılan, köşe başlarını, mezarlıkları, tarihi kuyular ile çeşmeleri süsleyen antik kalıntılarla arkeopark oluşturulması için Konya Müzeler Müdürlüğü ve Sarayönü Belediyesi iş birliğinde çalışma yürütülüyor.
Konya Müzeler Müdürlüğü Arkeoloğu ve Arkeopark Proje Koordinatörü Hasan Uğuz, AA muhabirine, ilçenin kültür varlıkları bakımından Konya’nın en zengin bölgelerinden olduğunu, antik kalıntılarla iki arkeopark oluşturmak için çalıştıklarını söyledi.
Çalışmalar yaklaşık 2 yıldır sürüyor
Ağırlıkla sunak tipli yazıtlı mezar taşlarının ve bina kitabelerinin restorasyon, konservasyon ve epikrafi çalışmalarını yürüttüklerini belirten Uğuz, yazıtların deşifresinden sonra taşların hangi yapıya, kime ve hangi döneme ait olduğunu netleştireceklerini dile getirdi.
Kent geçmişinin Helenistik döneme uzandığına dikkati çeken Uğuz, “Kalıntılardan yola çıkarak özellikle 12. yüzyılda burada çok güçlü ve yoğun bir Bizans yerleşkesi olduğunu görüyoruz. Stil kritik olarak baktığımız zaman da taşlar üzerinde, milattan sonra 2. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirebileceğimiz, Antoninler döneminin stil özelliklerini görüyoruz. Çalışmalarımız yaklaşık 2 yıldır devam ediyor.” diye konuştu.
Ulaşılan 500’ün üzerinde taş eser koruma altında
Ladik Mahallesi’nin altında büyük bir antik kentin tüm gizemiyle keşfedilmeyi beklediğini vurgulayan Uğuz şöyle konuştu:
“Laodikya’nın Roma Dönemi’nde kent unvanı aldığını, kendi adına sikke bastırdığını biliyoruz. Bir antik kentte olan her şeyin burada da olduğunu düşünüyoruz. Bir antik tiyatro olduğundan da bahsedebiliriz. Zaten bir kentin kent olabilmesi için tiyatrosunun olması gerekiyor. Burası kent unvanı aldığı için agorasının, stoasının, bir antik kentte ne olması gerekiyorsa hepsinin olması gerekiyor. Çalışmalar derinleştikçe hepsi açığa çıkacak. Bu kadar çok yazıtlı taş, Türkiye’deki birçok müzede dahi yok. Çünkü burası koca bir antik kent. Bölge tarihi açısından da çok önemli. Şu anki ulaştığımız sonuç, burada çok güçlü bir Roma ve Bizans yerleşmesinin olduğu ve bu yerleşimin de mevcut modern Ladik’in birkaç metre altında olduğu yönünde.”
Çok geniş bir bölgeye yayılan binlerce kalıntıya tek tek ulaşmaya çalıştıklarına değinen Uğuz şu ana kadar ulaştıkları 500’ün üzerinde taş eseri koruma altına aldıklarını ifade etti.
Muhabir: Serhat Çetinkaya