Kalın: ABD’nin silah ambargosu kararının bölge barışına katkı sağlaması mümkün değil
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine yönelik silah ambargosunu kaldırma kararına ilişkin, “Bunun bölge barışına, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara katkı sağlaması mümkün değil.” dedi.
İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rusya’nın Türk bankaları üzerinden yaptırımları deldiği iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek, “Bu iddiaların bir aslı yok. Mir kartı dediğimiz şey, Rus turistlerin Türkiye’ye geldikleri zaman günlük harcamaları için sınırlı olan bir karttır” dedi.
Kalın, NTV’deki canlı yayında soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kalın, Semerkand ve New York temaslarının, Türk dış politikasında artık alışılagelen yoğun ve dinamik diplomatik girişimlerin bir halkası olduğunu söyledi.
Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerinde yapmak istediği referanduma değinen Kalın, tek taraflı bu tür girişimleri doğru bulmadıklarını belirterek, “Biz 2014 yılında yapılan Kırım referandumunu ve sonucunu yani Rusya ilhakını tanımadığımız gibi bu tür referandumlarda da durumumuz belli. Daha geniş çerçevede büyük fotoğrafa baktığınızda, Rusya ile Batı arasında devam eden mücadelenin bir yeni safhasını oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Kalın, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için uluslararası hukuk temelinde bir diplomatik müzakere sürecinin başlaması gerektiğini, bunu samimiyetle ve ciddi bir şekilde yapan tek ülkenin Türkiye olduğunu dile getirdi.
Esir takası süreci
Türkiye’nin arabuluculuğundaki süreçle ilgili MİT’in takas sürecinde çok önemli bir rol oynadığını aktaran Kalın, şu bilgileri paylaştı:
“Aslında bu süreç yaklaşık 3,5 aydır devam eden müzakere süreciydi. İsimler, listeler, kimlerin bırakılacağı, nereye gideceği konusunda çok fazla detay var. Biz mesele neticelenene kadar kamuoyuna çok açıklama yapmadık ama Cumhurbaşkanımız bu konuyu, lider diplomasi düzeyinde çok sıcak tuttu. Sayın Putin ve Sayın Zelensky ile çokça görüşmeleri oldu. 200 isim vardı ama 15 isimde anlaşılamıyordu. İhtilaf oldu. Sonra o liste daraldı, Lviv’e yetişmedi. O zaman biz dedik ki biraz daha müzakereye devam edelim. O zaman da 5 isme kadar düştü. O 5 isim de Türkiye’ye geldi ve savaş bitene kadar bizim güvencemizde olacaklar.”
Tahıl koridorunda Rusya’nın kendi gemilerine el koyulur endişesi olduğunu belirten Kalın, Rusların sevkiyatında kısmi bir azalma olduğunu söyledi.
Rusya yaptırımları deldi iddiası
Rusya’nın Türk bankaları üzerinden yaptırımları deldiği iddiası sorulan Kalın, “Bu iddiaların bir aslı yok. Mir kartı dediğimiz şey, Rus turistlerin Türkiye’ye geldikleri zaman günlük harcamaları için sınırlı olan bir karttır. Rus turistlerin ülkemize gelmesini yasaklayacak halimiz yok. Buraya gelen turist nasıl başka kartları kullanıyorsa diğer kartları da kullanabilir.” dedi.
Semerkand’da Rus heyetiyle selamlaşırken, Putin’in şaşırması videosu sorulan Kalın, görüntüleri sonradan izlediğini söyledi.
Kalın, “Biz salona girdiğimiz zaman, Rus heyeti karşıdaydı. Orada benim iki tane mevkidaşım onlar merhaba der gibi el ettiler. Vaktimiz de vardı. Bir konu da vardı açıkçası, toplantı başlamadan konuşmamız gereken. Öyle yarım omuzla selamlaşma durumu oldu, benim mevkidaşım yapınca ben de karşılık verdim, diğeri de yaptı. O sırada Sayın Putin arkadan ‘Ne yapıyor bunlar?’ der gibi, bizim Hakan Fidan Bey’e söylüyor.” diye konuştu.
“Şam ile siyasi temas ne zaman ve ne ölçüde olur?” sorusunu yanıtlayan Kalın, şu anda öyle bir plan olmadığını belirterek, “Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi istihbarat birimlerimiz gerektiği zaman, gerektiği kadar ilgili yerlerle görüşmelerini yaparlar.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldırması kararı
ABD’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine (GKRY) yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını değerlendiren Kalın, “Amerikan yönetiminin, Kıbrıs Rum Yönetimine dönük silah ambargosunu kaldırmasını çok yanlış bir karar olarak görüyoruz. Bunun bölge barışına, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrara katkı sağlaması mümkün değil. Kıbrıs barış sürecine katkı sağlaması da söz konusu değil.” diye konuştu.
İsrail ile normalleşme
Kalın, İsrail’e iadeiziyaret yapılıp yapılmayacağı sorusuna, gündemleri çok yoğun olduğu için yakın vadede böyle bir ziyaretin olmayacağını, İsrail’de de seçimlerin olacağını hatırlattı.
Kalın, sözlerine şöyle devam etti:
“İsrail ile normalleşmeyi hem ikili ilişkilerimiz hem Filistin meselesi hem de bölge açısından önemli görüyoruz. Daha önce de ifade ettik, ikili ilişkilerimiz bütün sıkıntılara rağmen, ticari ve insani boyutta iyi bir şekilde devam etti ama bunun kadar önemli olan bir diğer konu da Filistin meselesinde adil ve kalıcı bir çözümün bulunabilmesi ve iki devletli çözümün hayata geçirilebilmesi, Türkiye’nin bu sürecin içinde olması büyük öneme haiz.”
“Avrupa’nın enerji güvenliği Türkiye’ye bağlı”
Enerji iş birliği konusunda sadece İsrail-Türkiye arasında değil, Avrupa tarafında da ciddi bir isteklilik olduğunu kaydeden Kalın, “Ukrayna-Rusya savaşından sonra Avrupa tekrar bir enerji kriziyle karşı karşıya. İki alternatif var. Birisi TANAP’ın güçlendirilmesi. Azerbaycan gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmesi. İkinci alternatif de Doğu Akdeniz’den elde edilecek gazın İsrail, Lübnan, Mısır olur, Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmesi. İki durumda da Avrupa’nın enerji güvenliği Türkiye’ye bağlı” diye konuştu.
Kalın, İran’da genç bir kadının gözaltında ölmesiyle ilgili büyük üzüntü duyduğunu, toplumsal barış ve huzuru önceleyen yaklaşımın hakim olmasının temel arzuları olduğunu dile getirdi.
Azerbaycan-Ermenistan arasında barış anlaşmasının müzakere edildiğini belirten Kalın, şu değerlendirmede bulundu:
“Aslında biraz nesnel şartlara baktığımız zaman da bundan sonrasının artık tekrar müzakereler yoluyla ilerleyeceğine dair kuvvetli bir irade var. Burada tabii temel sorun bildiğiniz gibi yani geçen sene yaşanan o 44 günlük Karabağ Savaşı’ndan sonra bir ateşkes anlaşması yapıldı ama henüz bir barış anlaşması yapılmadı. Şu anda barış anlaşması müzakere ediliyor. Ermenistan ve Azerbaycan arasında. Bu tabii çok kapsamlı bir anlaşma. Yani artık iki devletin normalleşmeye gidecek süreçte atacağı adımları, sınırları, sınır güvenliğini, koridoru, Azerbaycan toprakları içerisinde kalan Ermeni vatandaşların durumunu, hepsini belirleyecek çok önemli bir anlaşma. Bu anlaşmanın doğru yapılması, Kafkaslar’da barış ve istikrarın belirlenmesinde çok kritik bir rol oynayacak.”
Muhabir: Kübra Kara