Geleneksel Türk okçuluğu kısa sürede 13 bin lisanslı sporcu sayısını geçti
Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu (TGTOF) Başkanı Cengiz Toksöz, lisanslı sporcu sayısında 13 bini geçtiklerini, 600’e yakın da kulüp kurulduğunu belirtti.
ANKARA (AA) – Başkan Toksöz, geleneksel Türk okçuluğunun geçen yılki faaliyetlerini, yeni yıl hedeflerini AA muhabirine değerlendirdi.
Geleneksel Türk oku ve yayının binlerce yıllık bir tarihe sahip olduğunu hatırlatan Toksöz, “Türk oku ve yayı, dünya çapında da kabul edilmiş bir değerimiz. Ekipmanlarıyla, okuyla, yayıyla, kıyafetleriyle, kendine has ritüelleriyle çok farklı bir branş. Sadece bir spor branşı olarak bakmamak lazım. İlk dönemlerde bir savaş sporu olarak değerlendiriliyordu ama ateşli silahların ortaya çıkmasından sonra daha çok bir spor branşına dönüştü.” dedi.
Türkiye’de bu sporun 30 yıldır yapıldığını belirten Toksöz, “Fedakar kemankeşlerin gayretleriyle 2019’da federasyonun kurulmasıyla bu branş özlediği yapıya büründü. Geldiğimiz noktada 13 binin üzerinde lisanslı sporcumuz, 600’e yakın kulübümüz, 500’ün üzerinde antrenörümüz, 300’den fazla da hakemimiz var. Bakıldığında yaklaşık 3 sene önce kurulmuş ve 2 senesi Kovid-19 salgınıyla mücadele eden bir federasyon olarak değerlendirdiğimizde şu anki rakamlar çok müthiş ama potansiyelimizin çok daha fazla olduğunu gösteren rakamlar.” diye konuştu.
Toksöz, geleneksel Türk okçuluğuna toplumun genlerinden gelen bir spor olması dolayısıyla da daha fazla ilgi gösterildiğini aktararak, “Geçen yıl ilk defa İzmir’de, Gaziantep’te, Edirne’de geleneksel okçuluk müsabakası yaptık. Her sene farklı illerde müsabakalar yaparak, Türk okçuluğunu çocuklar, veliler ve şehirle yaşama gayretindeyiz. 2022’de 9 resmi müsabaka gerçekleştirdik, il müsabakalarını da katarsak 20’den fazla müsabaka yapıldı.” ifadelerini kullandı.
“Dünya Göçebe Oyunları’nda 8, İslami Dayanışma Oyunları’nda 9 madalya kazandık”
Geçen yıl İslami Dayanışma Oyunları ve Dünya Göçebe Oyunları’na katılarak uluslararası alanda ilk deneyimlerini yaşadıklarını dile getiren Toksöz, “Dünya Göçebe Oyunları’nda 8, İslami Dayanışma Oyunları’nda 9 madalya kazandık, açıkçası İslami Dayanışma Oyunları’nda kürsüyü kapattık. Uluslararası alanda katıldığımız ilk resmi müsabakada bayrağı göndere çektik.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin her ilinde Türk okçuluğunun yayılması ve tarih bilincinin oluşması için çalıştıklarını vurgulayan Toksöz, 3 ay önce 65 ile il temsilcisi atadıklarını, geriye kalan iller için çalışmaların sürdüğünü söyledi.
“Türk okçuluğunda üstat-çırak ilişkisi vardır.” diyen Toksöz, geleneksel okçuluğa yeni başvuracaklar için maliyetlerin de modern okçuluğa göre daha uygun olduğunu kaydetti.
Geleneksel Türk okçuluğunun branşlarına ilişkin de Toksöz, şunları ifade etti:
“İki branş var, puta okçuluğu dediğimiz hedefe atılan okçuluk, diğeri de menzil okçuluğu. Geleneksel okçuluğun tarihte esas öne çıkanı menzil okçuluğu. Menzil okçuluğu, en uzağa atabilmektir. Menzil okçuluğunda tarihte çok ciddi başarılar sağlamış üstatlar, kemankeşler var, bunların başında tabii ki Tozkoparan İskender geliyor. Tozkoparan İskender, yaklaşık 846,5 metre ile menzilde şu an hala kırılamayan bir rekorun sahibi. Yarışmalarımızda şu anda yaklaştığımız rakamlar 500-550 metre civarında, hala o rekora ulaşılamıyor ama inşallah o rekorları kırmak yine Osmanlı torunlarına, bizim Türk okçularımıza nasip olsun.”
Toksöz ayrıca, “Bu sporun dünyada geleneksel okçuluk adı altında bir çatısı yok. Uluslararası bir çatının kurulmasıyla ilgili de bu sene çalışmalarımız olacak.” diye konuştu.
Dilara Evin: “Turnuvalarda Ankara birincisi oldum, Türkiye’de 12. sıradayım”
Geleneksel Türk okçuluğu sporcusu 8. sınıf öğrencisi Dilara Evin, “TRT Belgesel’de Türk okçuluğuyla ilgili bir belgesel izlemiştik, ondan etkilendim. Sonra Geleneksel Sporlar Gençlik ve Spor Kulübünü bulduk ve başladım. 1,5 yıldır haftada 2 gün antrenmanlara geliyorum. Turnuvalarda Ankara birincisi oldum, Türkiye’de 12. sıradayım. İlk yarışmamda biraz heyecanlandım, sonraki yarışmalarda o heyecanı attım. Kendimi bu sporla geliştirmek istiyorum. İlk başladığınızda biraz zorlanabilirsiniz ama vücudunuz alıştığı zaman çok kolay gelecek.” ifadelerini kullandı.
Bu spora yeni başlayan ilkokul 3. sınıf öğrencisi Ahmet Yasin Taner ise şunları kaydetti:
“İki ablam da bu sporu yapıyor, onları görünce ben de merak ettim ve başladım. Ablamla birlikte burada antrenmanlar yapıyoruz. Uzun yıllar bu spora devam etmek, madalyalar ve kupalar kazanmak istiyorum. Türkiye’de şampiyon olmak istiyorum.”
Muhabir: Fatih Çakmak
sonbasin.com / AA