Erdoğan’ın Ekmeğini Yiyip Sırtından Vuranlar!

Yoksula, yoksulluğa, fakirliğe, çaresizliğe çare olarak semaya açılan ellerin sahipleri Erdoğan ı gördükleri zaman “dualarımız kabul oldu” demişlerdi..

Adaletsizliğe, hakkaniyetsizliğe ve öz yurdunda garip Kısıksesler belki de ilk defa geceleri sabaha kadar gözyaşları içinde secadelerini ıslatıp Allah dan nusret istemişlerdi..

İnancı için ötekileştirilmiş, okuma hakkı elinden alınan kız çocukları “azınlık ve emparyal fikirli, sebataycı ve deist eğitim sisteminde” var olmak için belki de ilk defa bu kadar çok koşturmuşlardı.. Ak Parti saflarında… mahalle mahalle… sokak, sokak.. ev, ev… gönül, gönül… dokunmuşlardı her yüreğe.. her Can’a..

Sonra 1-2-3 derken DAVA İÇİN merdiven dayayanların yerini zengin SERMAYE sahipleri ve concon çocukları aldı.. Beytülmal deyip içtinap edenlerin yerine her işten %10 luk çorba, işi ekmeği peşkeş çekme, bir iki poz verip saadece KENDİNE satırı vurma dönemleri başladı..

Metal yorgunluğu, yozlaşı denince de; senin kız, bizim oğlan, halamın torunu, teyzemin kızı geldi doluştu her yere…

Daha ne olsun!

Batı illerinde Erdoğan ın ekmeğini CHP liler yerken, doğu illerinde HDP liler malı götürdü..

Afiyet olsun derken! Bir şükür sesi duymadık..

Hem yediler! Hem de sövdüler…

Erdoğan düşmanlarının, hergün Akparti aleyinde paylaşım yapanları bir günlüğüne Akparti Üyesi yapıp iş sahibi, aş sahibi, yönetim kurulu üyesi, Erdoğan geldiğinde de “onur kunuğu” yaptınız..

HDP lileri yönetime alıp siyah araçlarda o toplantı bu toplantı gezdirip her işini halletmenize rağmen kendisinden bile OY alamadınız!..

Zaten hep böyle değilmiydi.. tüm tarih boyu.. bir İSKENDER vardı, birde BRUTÜSLER…

Önce parti teşkilatları evrildi. Dava falan filan hepsi bir köşede çuvala kondu. Neden mi? Erdoğan rüzgarı vardı.. bu gemi daha  çok giderdi.. o zaman “üzüm yemek” gerekiyordu… Ömerler vardı ama! Dünyalık Ömerler vardı… Deveyi hamudu ile götürenler… paylaşmadan… utanmadan.. sıkılmadan.. pişkin pişkin..

Şimdi deyeceksiniz ki CHP de bu yok mu! Alası var! En kralından… Esat Başkan bıraksa da konuşsam… şu evdeki mobilyaların nereye fatura edildiğinden başlasam! Belediyenin yaptığı işin mütahite nasıl fatura edilip milyonların nasıl uçtuğunu yazsam! Naylon faturaların baksan da kiralanan dükkanda nasıl ve kimlerce yakıldığını, o faturaların suretlerinin kimlerde olduğu söylesem! İştiraklerin 2012 den beri nasıl zarar gösterildiğini! Kayıp araçların kimlere verildiğini… ama bu benim meselem değil! Şimdilik..  Benim derdim Müslamanın derdi… DAVA diyenlerin derdi, DAVA diyen kahpelerin derdi..

Yani üstadım KISIKSESLERİN derdi!…

Fetö den aldığı talimatla iş yapanların, partiyi kumanda edenlerin derdi! Ak partili birer yönetici bulup eğitim işine girin diyen pensilvanyanın köpeklerinin ilk fırsatta kimi ısıracaklarının derdi!..

Kavgaya 5 yıl hapis verilirken fetö tutuklularını tek tek serbest bırakan Adalet sisteminin derdi!

Aileyi bitiren fuhuşu ve gayrimeşru hayatı destekleyen, kadın erkek eşitliğini bozup taraf olan, baba ile evlat arasına giren HUKUKİ düzenlemelerle memleketin DNS sının nasıl bozulduğunun derdi!

KADEM üzerinden SOROS ve türevlerinin ülkeye “seküler süslüman” ların pazarlanma derdi!

KDV indirimleri ile sadece ve sadece SERMAYEYE devletin alacağından FERAGAT ettiren talan düzeninin derdi!

KURKORUMALI model ile MÜSLÜMAN TEFECİLERİN DEVLETİN hazinesinden geçinmenin yolunu nasıl CAİZ gördüklerinin derdi!..

Bizde dert çok! Ama Allah büyük!

Bir zamanlar Gülen in (gölge)iktidar sarhoşluğu içinde ülkeyi helakete götürdüğünü görüp DEVLETİ uyarana biri olarak; bu gün de Sayın Erdoğan’ı uyarıyoruz..

Eğitim Sistemi ne Milli nede Yerli! Okul binası yapacağınıza uygulama ve müfredat usul ve esaslarını düzenlemelisin. Kız çocukları ayrı otursun diyen Okul Müdürünü görevden almakla ancak ve ancak Sebataycıları sevindirirsin.

Sümeyye Erdoğan üzerinden hiç evlilik yapmamış aile olmamış bir aile bakanı ile Müslüman Türk  milletini ve Aile yapısını “kadına şiddet” kılıfı içinde sunanları alkışlarken LGBT anlayışını alkışladığını görmelisin..

Adalet Bakanı Gül ü SOSOSÇULARIN sözüyle görevden alıp; gözünü Süleylan SOYLU ya dikenlere cesaret verdiğini bilmelisin..

Şu parabalarına can acıtacak bir hamle yapmayıp raftaki yağın fiyatı, marketteki malın hergün zamlanması, fabrikaların her ay zamlı ürün satamasına “yaparız ederiz” demekten öteye gidemiyince halk desteğini kaybettiğini görmelisin!

Sahiden benim gibi bir garibanın BAKKAL yada işletmesi olsa Vergi Dairesi anamdan emdiğim sütün bile faturasını isterdi! Değil mi..

Yol yaptın! Köprü yaptın! Havaalanı yaptın! Dış politikada süpersin! Tamam eyvallah! Allah razı olsun..

Ama bu memlekette ADAM yapamadın…

Z kuşağına kendini anlatamadın..

Yaptığın hamleler hep SEKÜLER ve KARŞI MAHALLEYE..

Kendi mahalleni unuttun..

Etrafında BRÜTÜSLERDEN duvarlar ördün..

Bu seferde “kandırdılar mı!” diyeceksin..

2023 de varmadan ben sizi uyarıyorum.. Bu gidişle İstanbul ve Ankara ne ki! Hezimete hazırlıklı olun!

Yada akıllı olun.. gelin vakit geçmeden özünüze ve verdiğiniz sözlere dönün… şöyle bir kurul oluşturun bizden, halktan birileri olsun.. onlar size hakikati haykırsın!

Belki Uyanırsınız…..