Aliağa bisküvilik buğdayı Ülker ürünleriyle buluştu
Ülker CEO’su Mete Buyurgan:
– “Aliağa bisküvilik buğdayı, mevcut buğday türlerine göre sulak arazide dekar başına yüzde 17-20, kurak arazide yüzde 35-40 arası, ortalamanın üzerinde verim sağlıyor. Çiftçilerin bu sayede minimum yüzde 20 gelir artışı yaşamaları bekleniyor”
– Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Fatih Özdemir:
– “Aliağa bisküvilik buğdayının uzun gelişim sürecindeki büyük emek ve zaman, bugün ülkemizin yerli ve milli bisküvilik buğdayının oluşmasına katkı sağladı”
İSTANBUL (AA) – Ülker'in Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'yle 2007'den bu yana yürüttüğü çalışmalar sonucu geliştirilen Aliağa bisküvilik buğdayı, Ülker ürünleriyle buluştu.
Ülker'in sürdürülebilir ham madde tedariki için bisküvilik un üretimine uygun buğday türü geliştirmek amacıyla 2007 yılında Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'yle başlattığı Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi'nde yeni bir aşamaya geçildi.
Geçen yıl Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Eskişehir, Tekirdağ ve Çorum olmak üzere 10 ildeki 80 bin dekar arazide ekilen buğdaylar, bu yıl hasadın ardından Ülker Ankara un fabrikasında toplandı. Buğdaylar, Ülker'in Pötibör, Halley, Çizi, Çubuk Kraker, Dokuz Kat Tat, O'lala, Dankek gibi ürünlerinin tariflerine girmek üzere hazırlandı. Ekim ayı itibarıyla Aliağa bisküvilik buğdayının içinde yer aldığı ürünler raflarda yerini almaya başladı.
Ülker, gelecek dönemde de yeni buğday tohumu geliştirme çalışmalarına devam ederek ham madde tedarikini uzun yıllar güvence altına almayı hedefliyor.
– "Sürdürülebilir tarım uygulamaları çok önemli"
Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mete Buyurgan, konuya ilişkin düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği su stresi gibi çevresel sorunların, küresel gıda sistemlerinin üzerinde baskı oluşturduğunu, bu nedenle iklim değişikliğine dayanıklı sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmanın büyük önem taşıdığını kaydetti.
Buyurgan, yerli üretimi ve sürdürülebilir ham madde tedarikini desteklemek için büyük önem taşıyan Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi'yle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buğday bizim önemli ham maddelerimizin başında geliyor. Yıllık ortalama 280 bin ton buğday alıyoruz. Sürdürülebilir ham madde tedariki ve yüksek kalitede üretim için ideal buğday çeşidi geliştirmek amacıyla 2007 yılında Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'yle ortaklaşa hayata geçirdiğimiz, ilk hasadını 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi'nde tohum yaygınlaştırma çalışmalarımız devam ediyor. Bu seneki hasadın sonunda da buğdayımızı ürünlerimizle ilk kez buluşturmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Sonuna yaklaştığımız yeni ekim döneminde de Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kayseri, Kırşehir illerinde yaklaşık 120 bin dekar alanda buğdayımız ekiliyor. Bu vesileyle 15 yıl önce projenin hayata geçmesinde ilk adımı atan eski Ülker Ankara Un Fabrikası Genel Müdürü Ali Çelik başta olmak üzere projeye emek veren tüm çalışma arkadaşlarımıza, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir ve ekibine çok teşekkür ediyoruz."
– Üretimde daha az su, üründe daha yüksek verim
İklim değişikliğine, hastalık ve kuraklığa dayanıklı, yüksek kaliteli, verimli, yerli, milli Aliağa bisküvilik buğdayını sektöre kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Buyurgan, "Mevcut buğday türlerine göre sulak arazide dekar başına yüzde 17-20, kurak arazide yüzde 35-40 arası, ortalamanın üzerinde verim sağlıyor. Çiftçilerin bu sayede minimum yüzde 20 gelir artışı yaşamaları bekleniyor. Aliağa bisküvilik buğdayının kurak arazilerde mevcut buğday türlerine kıyasla daha verimli olmasının bir diğer avantajı da daha az suya ihtiyacı olması. Yüksek kalite standartlarında bir bisküvilik buğday türüyle üretim güvence altına alınabilecek. Ayrıca, çiftçilerimiz de 'Aliağa bisküvilik buğdayının verimliliğinin kendilerini son derece mutlu ettiğini' söylüyor. Buğdayın yüksek kaliteli sapından hayvancılıkta da yararlanılabiliyor." diye konuştu.
Buyurgan, yeni bisküvilik buğday çeşitleri elde etmek için Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı'nı hayata geçirdiklerini hatırlatarak, bu program kapsamında geliştirecekleri yeni çeşitler sayesinde çiftçilere yaşadıkları bölgenin iklim ve toprak yapısına uygun, verimli ve kaliteli tohum çeşitleri arasında seçim yapma imkanı sunacaklarını, böylece bisküvilik buğdayların daha geniş bir coğrafyada yüksek verimli ve kaliteli olarak üretim devamlılığının sağlanacağını kaydetti.
– Aliağa on binlerce farklı tür arasından seçildi
Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü çatısında yer alan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün Müdürü Dr. Fatih Özdemir de Ülker'le birlikte hayata geçirilen Aliağa Bisküvilik Buğday Projesi'nde elde edilen sonuçların gelecek adına son derece ümit verici olduğunu ifade etti.
Özdemir, şunları kaydetti:
"Aliağa bisküvilik buğdayının uzun gelişim sürecindeki büyük emek ve zaman, bugün ülkemizin yerli ve milli bisküvilik buğdayının oluşmasına katkı sağladı. Bu buğdayın bir ilk olarak, tamamen bisküviye özel ve ıslah yönüyle geliştirilmiş bir tür olması, endüstriyel anlamda da Türkiye'de büyük bir sistem değişikliğidir. Aliağa buğdayı, on binlerce aday arasından yapılan binlerce gözlem ve analizle seçilerek geliştirildi. 2014 yılında Bakanlığımız bünyesinde bulunan Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi'ne sunuldu. Bağımsız testlerle de onaylanarak 2017 yılında 'Aliağa' ismiyle tescil edildi. Aliağa bisküvilik buğdayı, yüksek verimi, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklılığı ve bisküviye özel kalitesiyle ön plana çıkıyor. 2017-2019 yılları arasında buğdayın yaygınlaşması için tohum üretme çalışmaları Enstitümüzün ekim alanlarında yapıldı. 2019 yılından itibaren Ülker'in tohum üretme çalışmalarıyla süreç devam ediyor."