Ali Erbaş: Aile kurumunun zamanın risklerine karşı korunması önem arz etmektedir
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Başkanlık tarafından düzenlenen 44’üncü İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın sonuç bildirgesini açıkladı. Erbaş, Toplumsal değişimler ailede başladığı gibi, çözülmenin ve bozulmanın merkezinde de aile yer almaktadır. Bu bakımdan aile kurumunun zamanın risklerine ve tehditlerine karşı korunması, insanlığın bugünü ve geleceği açısından büyük bir önem arz etmektedir dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 44’üncü İl Müftüleri İstişare Toplantısı’na katıldı. Erbaş, toplantının ardından sonuç bildirgesini açıkladı. Erbaş, ‘Değişen Dünyada Diyanet Hizmetlerinin Geleceği’ teması çerçevesinde gerçekleştirilen toplantı boyunca teşkilatlarının merkez birimlerince sunumlar yapıldığını ve kapsamlı müzakerelerde bulunulduğunu kaydetti. Ali Erbaş tarafından okunan 14 maddelik bildirgede, “Sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa edilen küresel sömürü düzeninin devam ettirilebilmesi adına bütün insani değerler ayaklar altına alınmaktadır. Bunun bir sonucu olarak pek çok diyar, tüm dünyanın gözleri önünde tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olmaktadır. Özellikle işgalci siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır” değerlendirmesinde bulunuldu.
‘GÜZEL AHLAKA DAYALI HAYAT TASAVVURU İNSANLIK İÇİN KURTULUŞ REÇETESİ OLACAKIR’
Savaş, işgal, açlık, yoksulluk, göç gibi sorunların insanlığı umutsuzluğa sürüklediğinin belirtildiği bildirgede, “Söz konusu egemen anlayışların, insanlık için güzel bir gelecek vadetmediği ortadadır. Böyle bir vasatta çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek insanlığı İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir. İslam’ın adalet, merhamet, barış ve itidal değerleri zemininde inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır” ifadeleri yer aldı.
Bildirgede ayrıca dünyanın hızlı bir değişim sürecinden geçtiğine işaret edilerek, şöyle denildi:
“Günümüzde Müslümanların inisiyatif alması, vahdet bilinciyle hareket ederek güçlü çalışmalar yapması, İslam toplumlarının ve tüm insanlığın geleceği adına hayati önem arz etmektedir. Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve öz güvenle imkanlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde, inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde toplumun tüm katmanlarını kuşatıcı bir anlayışla hizmet üretmektedir.”
‘AİLE KURUMUNUN KORUNMASI BÜYÜK ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR’
Şu an tüm dünyada yaşananların bir yönüyle aile ile irtibatı olduğuna dikkat çekilen bildirgede, “Toplumsal değişimler ailede başladığı gibi, çözülmenin ve bozulmanın merkezinde de aile yer almaktadır. Bu bakımdan aile kurumunun zamanın risklerine ve tehditlerine karşı korunması, insanlığın bugünü ve geleceği açısından büyük bir önem arz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, İslam’ın hedeflediği adalete, merhamete ve muhabbete dayalı aile yapısını tehdit eden anlayış ve faaliyetler karşısında ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalarına yurt içinde ve yurt dışında büyük bir özveriyle devam edecektir” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim faaliyetlerindeki en temel amacın inancına, değerlerine, tarihine, medeniyetine ve kimliğine sahip çıkan nesiller yetiştirmek olduğu kaydedilen bildirgede, “Her yaş ve seviyeden insanımıza hizmet eden Kur’an kurslarımız, bu ideali gerçekleştirebilmemiz açısından sahip olduğumuz büyük bir imkandır. Çeşitli programlarıyla milletimize ve nesillerimize başta Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebevi olmak üzere İslam’ın temel ilkelerini öğreten Kur’an kurslarımız, özellikle çocuklarımıza milli ve manevi değerleri aşılayan, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkı sunan önemli merkezlerdir. Bu bağlamda milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımızda verilen eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla geliştirilen 7-10 yaş grubu Kur’an kurslarımızın da milletimiz tarafından sahiplenilmiş olması, memnuniyet vericidir” ifadeleri yer aldı.
Bildirgede, ayrıca şunlar kaydedildi:
“Kur’an kurslarımızda büyük bir emek ve özveriyle hafızlığını tamamlayan gençlerimizin, sonraki akademik eğitim süreçlerinde hafızlıklarını korumakta zorlandıkları bir vakıadır. Bu durum, mezunlarımızın örgün eğitimleriyle birlikte hafızlık tekrarı da yapabilecekleri bir kurumsal yapının ihdasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda Başkanlığımız, hafızlarımızın hem nitelikli bir akademik eğitim alabilecekleri hem de hafızlıklarını koruyup mesleki yeterliliklerini geliştirebilecekleri Kur’an Eğitim Merkezlerini hayata geçirmiştir. İlk defa bu yıl faaliyete başlayan söz konusu Kur’an Eğitim Merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilerek yaygınlaştırılması, bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır.”
‘BAŞKANLIĞIMIZ HİZMET FAALİYETLERİNİ ÇAĞIN İMKAN VE RİSKLERİNİ DİKKATE ALAN BİR YAKLAŞIMLA SÜREKLİ GÜNCELLEMEKTEDİR’
Dijitalleşmenin getirdiği dönüşüme de değinilen bildirgede “Teknolojik gelişmelere paralel bir şekilde ortaya çıkan yeni tezahürler, adeta yeni standartlar hâline gelmektedir. Dolayısıyla bugün özellikle irşat, rehberlik, eğitim, yayın gibi diyanet hizmetlerinin icrası noktasında, yeni gerçekliklere uygun yeni yöntemler geliştirilmesi elzemdir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizin mutlak sabitelerinden vazgeçmeden, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini vermekte; hizmet perspektifini çağın imkân ve risklerini dikkate alan bir yaklaşımla sürekli güncellemektedir. Bu anlayışla gerçekleştirilen 7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir” denildi.
‘İSLAM’IN HAKİKATLERİNİN DAHA GÖRÜNÜR HALE GETİRİLMESİ ELZEMDİR’
İnsanların doğru bilgiye ulaşabilmesi için İslam’ın hakikatlerinin ve evrensel mesajının daha görünür ve erişilebilir hale getirilmesinin elzem olduğu vurgulanan bildirgede, “Bu bağlamda Din İşleri Yüksek Kurulumuz, ilmi araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta, İslam’ın bir bütün olarak doğru anlaşılmasını sağlamak, üretilen sahih dini bilgiyi tüm insanlığa ulaştırmak amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Milletimizin büyük ilgi gösterdiği söz konusu faaliyetler, daha da güçlendirilerek ve yaygınlaştırılarak devam edecektir” değerlendirmesinde bulunuldu.
‘DİJİTAL MECRALARDAKİ İRŞAT FAALİYETLERİ DAHA BİLİNÇLİ GERÇEKLEŞTİRİLMELİ’
Öte yandan Dijitalleşmeyle birlikte sahih dini bilgiden yoksun ya da asli kaynaklardan uzak din anlayışlarının medyada gelişigüzel yer almasının, meselelere hakim olmayanların zihinlerini bulandırdığı da değerlendirilen bildirgede şu ifadeler yer aldı:
“Bu durum, aynı zamanda dinin doğru anlaşılmasının önündeki önemli engellerden biridir. Bu noktada yaşanan sorunlar, küresel boyutta bir tehdit haline gelen İslam karşıtlığına da malzeme üretmektedir. Dolayısıyla dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli; din istismarcılarına ve din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat verilmemelidir. Toplumu dini konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir. İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın İslam’ın bilgi ve ahlak değerleriyle, Müslümanlığın vakar ve izzetiyle bağdaşmadığı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmak, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemek, toplumun din algısında büyük yaralar açmakta; aynı zamanda dini kurum ve değerlerin yıpratılmasına sebebiyet vererek sapkın anlayış ve akımların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla bu tür tutum ve davranışlardan azami derecede kaçınılması, din hakkında konuşan herkesin bu hassasiyetleri gözetmesi, ihmal edilmez bir sorumluluktur.”
‘BİLİŞİM ÇAĞININ EN ÖNEMLİ ÇIKMAZLARINDAN BİRİ DEVASA BİLGİ YIĞINLARI’
“Teknolojinin gelişmesiyle bilginin dolaşımının alabildiğine hızlandığı bilişim çağının en önemli çıkmazlarından biri, devasa bilgi yığınları ve veri merkezleri içerisinden doğru bilgiyi tespit etme sürecinin oldukça zorlaşmasıdır. Dolayısıyla doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığımızın “toplumu din konusunda aydınlatma” görevinin bir gereği olarak ürettiği basılı, süreli, görsel, işitsel, dijital yayınları büyük bir imkandır. Doğru dini bilgiye kolay ulaşım açısından söz konusu yayınların tanıtılması, ulaşılabilirliğinin ve erişilebilirliğinin artırılması önem arz etmektedir.”
‘BAŞKANLIĞIMIZ TÜRKİSTAN’DAN AFRİKA’YA KADAR PEK ÇOK ALANDA HİZMET GÖTÜRMEKTEDİR’
“Ülkemizin küresel düzeyde güçlü inisiyatifler aldığı bir vasatta Müslüman ülke ve toplumların Diyanet İşleri Başkanlığımızdan beklentileri de artmaktadır. Söz konusu gerçekliğin farkında olarak Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza, cami ve kültür merkezleri inşasından kurumsal rehberliğe, eğitim faaliyetlerinden dini yayınlara kadar pek çok alanda hizmet götürmektedir. İslam’ın sahih kaynaklardan öğrenilmesi ve hayata huzur getiren mesajlarının yeryüzündeki herkes tarafından bilinmesi için, özellikle yabancı dil ve lehçelerde yayın hizmetleri vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Başkanlığımız bugün 55 dil ve lehçede yapmış olduğu yayıncılık faaliyetlerini her geçen gün güçlendirmenin ve çağın tüm iletişim kanallarını en etkin şekilde kullanarak İslam’ın hakikatlerini insanlığın idrakine sunmanın azim ve gayreti içerisindedir.”
‘SANATI OLMAYAN DÜŞÜNCENİN MEDENİYET İNŞASI MUHALDİR’
“İnancın, kültürün, medeniyet değerlerinin muhafazası ve nesillere aktarımında önemli alanlardan biri de sanattır. Sanatı olmayan düşüncenin medeniyet inşası da muhaldir. Diğer yandan, medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir. Türk İslam sanatları, ihtiva ettiği estetik, incelik, derinlik ve zarafet gibi özelliklerle tarih boyunca nadide eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bugün de yeni nesillerin ve çağın insanının İslam sanatlarının engin dünyasıyla tanışması, güzellik duygusunun hakikat zemininde neşvünema bulmasını temin edecektir. Bu bağlamda Başkanlığımız, kurduğu Türk İslam Sanatları Daire Başkanlığı ile sanatsal etkinliklere yönelik faaliyetlerini artırarak devam ettirecektir.”
‘EN BÜYÜK TEHLİKERDENDEN BİRİ BAĞIMLILIKLAR’
Son yıllarda insanlığın gündemini işgal eden büyük tehlikelerden birinin de bağımlılık olduğu kaydedilen bildirgede, şu ifadeler yer aldı:
“İnternet ve sosyal mecralar vasıtasıyla iletişimin ve etkileşimin küresel ölçekte yaşandığı bir çağda gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir. Bu süreçte gençlerimizi, çocuklarımızı doğru olana yönlendirmek ve onların istikballerini ipotek altına alan bağımlılıklara karşı topyekûn mücadele etmek, milletimize, insanlığa ve gelecek nesillere karşı önemli bir sorumluluktur. Başkanlığımız, gençlerimizi korumak ve geleceğimizi teminat altına almak için başta cami merkezli rehberlik faaliyetleri olmak üzere, tüm imkân ve araçları kullanarak her türlü madde ve davranış bağımlılığına yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük bir gayret ve titizlikle devam etmektedir” ifadeleri yer aldı.
sonbasin.com / DHA