Oğullarının üniversite tercihiyle değişen hayat! 250 bin liraydı, 3 milyon lira oldu
Doğma büyüme İstanbullu olan Esma-Mustafa Kemal Düz çifti 5 yıldır hayalini kurdukları köy hayatına geçen yıl kavuştu. Büyük oğullarının üniversite kazanmasıyla Muğla’ya göç eden aile, İstanbul’daki 140 metrekare evlerinden 65 metrekarelik köy evine taşındı. Şimdilerde stresten uzak bir yaşam süren Düz ailesi bir yandan da göç etmek isteyenlerle tüyolar paylaşıyor.
Pandemi dönemi şehirlerden köylere göçü başlatan büyük bir hareketin öncüsü oldu. Gidecek bir köyü olanlar bu fırsattan yararlanırken, büyük bir kesim köy köy dolaşarak kendilerine ev aramak zorunda kaldı. Kimileri yaşayacakları yeri internetten hiç görmeden kiraladı kimileri de yolları aşındırarak köy evi aradı. Esma Düz (39) ve Mustafa Kemal Düz (44) ise hep akıllarında olan ‘Ege’de bir köy evi’ hayalini büyük oğullarının üniversite tercihinde Muğla’yı yazmasıyla hayata geçirdiler. Uzun yıllar kurumsal firmalarda çalışan aile, bir süre sonra kendi işlerini kurmaya karar verdi. Köye göç ettikten sonra bir süre daha işlerini İstanbul’a gidip gelerek yürütmeye çalıştılar ancak köyde düzenlerini kurunca İstanbul ile olan bağlarını tamamen koparmaya karar verdiler.
‘OĞLUMUZ ÜNİVERSİTE İÇİN MUĞLA’YI SEÇİNCE GELDİK’
Muğla’nın Menteşe ilçesindeki bir köye göç eden Düz ailesi, hayallerindeki yaşam için 5 dönümlük bir arazi içinde köy evi kiraladı. Bölge seçiminde hastane, ulaşım ve çocuklarının eğitimlerini ön planda tuttuklarını dile getiren çift, “Şu an yaşadığımız köyden hem büyük oğlumuz üniversiteye gidiyor hem de küçük oğlumuz ortaokul eğitimine kolaylıkla devam edebiliyor. Böylece üniversite döneminde oğlumuza öğrenci evi veya yurt gibi masrafları da yapmamış oluyoruz” bilgisini paylaştı.
Daha önce köy yaşamıyla ilgili deneyimleri olmayan Esma-Mustafa Kemal Düz çifti, “Sadece özümüzde hep bizi köy hayatına çeken bir şeyler vardı ve bundan çok emindik. Köy hayatında bizi en çok zorlayan şey İstanbul’da olduğu kadar alışveriş konularında yani köy hayatında lazım olan malzemelerde fazla seçenek olmamasıydı. Aradığımız bazı ürünlere ulaşamadık ya da olanı almak zorunda kaldık” dedi.
‘KÖYLÜLERİN YUMURTASINI MARKETTEN ALMASI BİZİ ŞAŞIRTTI’
Köy hayatında onları şaşırtan şeyleri anlatan Düz ailesi, “Biz en çok köyde yaşayıp yeri olmasına rağmen yumurta ihtiyaçlarının ve tavuk ürünlerinin marketlerden temin edilmesine ve geldiği gibi de tükenmesine şaşırdık. Köyde yaşamak dendiğinde akıllara ilk gelenler köy tavuğu, taze günlük yumurta, günlük taze süt ve bahçeden toplanabilecek organik sebzelerdir. Bunların yerine hazır gıda tercih edilmesi bizi şaşırttı ama yine de yapanlar elbette var” açıklamasını yaptı.
Köydeki ilk yıllarında İstanbul’daki işlerini devam ettiren ve kiradaki evlerinden gelir elde eden aile,?“İkinci yıl et koyunculuğundan gelir etmeyi planladık ve altı koyunla başladık. Şimdi koyunların bakımı, beslenmesi gibi konularda tecrübe kazanıyoruz. Koyunlarımız gebe ve ilk doğumlardan sonra sayılarını artırarak devam edeceğiz. Bir süre sonra bir inek alarak hem günlük sütümüzü alacağız hem de tüm süt ürünlerimizi kendimiz yapacağız. Fazlasını da uygun koşullarda çevremizde satışa hazırlayacağız” deyip ekledi:
“Tavuklarımızın sayısını da artırarak organik taze yumurtalarımızı çoğaltacağız ve buradan da bir gelir elde edeceğiz. Köyde yaptığımız projeler de var. Örneğin tavuk kümesi, ağıl yapımı, sedir takımı gibi işlerimiz var, hepsini kendi elimizle yaptık. Hem insanlara köy hayatında kendi emeğinizle neler yapılabileceğini hem de maliyetlerin nasıl düşürülebileceğini fikir amaçlı aktarıyoruz. Buradan da şimdilik ufak da olsa gelir etmeye başladık.”
‘5 DÖNÜM ARAZİ 250 BİN LİRADAN 3 MİLYON LİRAYA ÇIKTI’
İstanbul’daki yaşantılarına kıyasla köy hayatında masraflarının oldukça düştüğüne değinen Düz ailesi, tüketimden çok üretime odaklı olduklarının ve gereksiz olan tüm harcamalarını bitirdiklerinin altını çizdi. Esma-Mustafa Kemal Düz çifti, “Bütün hafta çalışıp hafta sonları köy kahvaltısı yapmaya gitmiyoruz. Yumurtalar follukta bizi bekliyor, domatesler biberler dalında hazır oluyor. Odun ateşinde yemeklerimizi ve ekmeğimizi yapabiliyoruz. Restoran harcamalarımız da artık yok. İnternet alışverişlerinden her gün eve kargolar gelmiyor. Minimal bir hayat yaşıyoruz. 140 metrekare evden 65 metrekare eve geçtik, fazla eşya ve harcamaları sıfıra indirdik. Bu nedenle masraflarımız da yüzde 60 azaldı” ifadelerini kullandı.
Köydeki arsa ve ev fiyatlarının pandemiyle birlikte hızlıca yukarı tırmandığını vurgu yapan aile, “Biz ilk başlarda hayal kurarken 5 dönüm bir araziyi 250 bin liraya alabiliyorduk ama şu an aynı arsa 3 milyon lira oldu. Durum böyle olunca arsa alamayan aileler kiralık evler tutmaya başladı ancak köy evlerinde kiralar o dönem aylık 300 liralardan başlarken, bugün 7-8 bin liralara ulaştı. Biz yakın zamanda kendi arazimizi alarak küçük bir çiftlik kurmayı planlıyoruz ve sürekli arazi fiyatlarını yerinde araştırıyoruz” dedi.
‘ZAMAN KISITLAMASI OLMADAN YAŞIYORUZ’
Düz ailesinin günleri köyde her sabah 05.45’de hayvanlarını besleyerek başlıyor. Koyunları, tavukları, ördek, kedi ve köpekleri ile toplamda 30 can dostları bulunuyor. Bahçelerindeki, sebze ve meyvelerle güzel bir kahvaltı yapan aile, ardından bahçe işlerine ve hayvanlarının yaşam alanlarının temizliğine bakıyor. Bahçelerinde zamanın çok güzel geçtiğini söyleyen Esma-Mustafa Kemal Düz çifti, “Zaman kısıtlamamız yok, hayatımızı kendimize göre planlıyoruz. Hobilerimizi yapıyoruz, çiçekler ve fidanlar yetiştiriyoruz. Gün içinde sürekli bahçedeyiz, yürüyüşe çıkıyoruz, bisiklete biniyoruz, akşamları da dinleniyoruz. Semaverde çay içiyoruz, ateş yakıp etrafında oturuyoruz. Salıncağımızda gökyüzündeki sayısız yıldızları seyrediyoruz” bilgisini paylaştı.
Şehir hayatına yeniden dönmek istemedikleri gibi daha önce böyle bir hayatı seçmemiş olmanın pişmanlığını da yaşayan aile, göç edeceklere de tavsiyeler verdi. Düz ailesi, “Eğer kararlarından, duygularından eminlerse hemen bir adım atmalarını ve hayallerini ertelememelerini öneriyoruz. Köy hayatına geçiş yaparken planlı göçten yanayız. Ani kararlarla değil, finansal özgürlüklerini koruyarak göç etmenin önemini belirtmek isteriz” deyip sözlerini şöyle noktaladı:
“Önce kiracı olarak gelip bölgeyi analiz etmeleri, kültürel yapıyı görmeleri çok önemli. Sonrasında yaşayacakları bölgeye karar vererek yatırım yapmak daha mantıklı. Böylelikle olası üzücü olayların da önüne geçilmiş olunuyor. Köye göç etmek isteyen ailelere karar verdikleri andan itibaren tasarrufa geçmelerini, gereksiz buldukları bütün masrafları kısarak birikim yapmalarını tavsiye ederiz. Bu sayede göç ettiklerinde maddi sıkıntı çekmez ve uyum sürecini pozitif yaşayabilirler. Bir de bahçe ekipmanları ve köyde lazım olabilecek aletleri alıp bir kenara koymalarında fayda var. Köyde yaşayacaklarsa bunlar olmazsa olmaz.”
sonbasin.com / Milliyet.com