Türkiye’de oyma taş minaresiyle tek olan tarihi camiye de plastik pencere takıldı
Fatih’te 439 yıllık Mehmet Ağa Camii’ndeki plastik pencerelerin bir benzerinin, oyma taş minaresiyle tek olma özelliğiyle bilinen Büyükçekmece’deki 1567 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde de kullanıldığı ortaya çıktı. Camiinin cemaat mahfili ise, taş yapıya uygun olmayan ahşap malzemeyle çevrelendi.
İstanbul Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Fatih Sarımeşe, “Camide görevli olan yetkililerin, hoca efendinin ve müezzin efendinin özellikle tarihi camilerde görev alanların eski eser noktasında bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, camide 2014 yılında restırasyon yapıldı. Tarihi camiye plastik pencerelerin kim tarafından takıldığının bilinmediği belirtildi.
DÜNYADAKİ TEK BENZERİ MISIR’DA
Halk arasında Köprübaşı Camii olarak da bilinen Sokullu Mehmet Paşa Camii, Mimar Sinan tarafından yapılan ve aynı isme sahip İstanbul’daki 3 camiden biri olarak Büyükçekmece’de yer alıyor. Camii, şu an restorasyonda bulunan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, Kurşunlu Han ve I. Süleyman Çeşmesi ile de yan yana bulunuyor. Yekpare oyma mimariye sahip minaresiyle Türkiye’de tek olan 456 yıllık caminin dünyadaki tek benzeri ise Mısır’da yer alıyor. Tarihi caminin 1915 yılında Çanakkale Savaşı sırasında İngiliz askerler tarafından saldırı girişimine maruz kalarak ibadete kapandığı, Cumhuriyet döneminde tekrar ibadete açıldığı tarihi kayıtlarda yer alıyor.
“MİNARESİYLE ÖZGÜN VE KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERE SAHİP BİR YAPI”
Sokullu Mehmet Paşa Camii’nin tarihi önemiyle ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Fatih Sarımeşe, “Büyükçekmece’deki Sokullu Mehmet Paşa Camii aslında 16. yüzyılın en önemli devlet adamlarından biri olan Sokullu Mehmet Paşa’nın ihsanıyla inşa edilmiş bir Mimar Sinan eseridir. Enderun’da yetişmiş hem Kanuni Sultan Süleyman döneminde hem de II. Selim ve III. Murat döneminde sadrazamlık yapmış bir kişidir. Mimar Sinan gibi bir mimar tarafından da inşa edilmiştir. Büyükçekmece’deki Sokullu Mehmet Paşa Camii, minaresiyle özgün ve karakteristik özelliklere sahip bir yapıdır. Hemen yakınında Kurşunlu Han bulunmakta. Büyükçekmece’de yine Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği ve yine Mimar Sinan’ın eseri olan köprüye yakın bir konumda yer almakta. Ayrıca çeşme de bulunmakta. Hamam da bulunmaktaydı ancak günümüze ulaşmadı” dedi.
“MERMER İŞÇİLİĞİNİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNDEN BİRİ”
Sarımeşe, “Camimiz yaklaşık 456 yıllık bir yapı. 1567-68 yıllarında, II. Selim döneminde inşa edilmiş bir yapıdır. Hakikaten çok önemli bir minaresi bulunmakta, köşk biçiminde yapılmış. Yekpare olduğu iddia edilen mermer işçiliğinin en güzel örneklerinden bir tanesi. Özgünlüğünü koruyabilmiştir. Zira Mimar Sinan’ın inşa ettiği yapılarda minare özgünlüğünü koruyabildiği örnek sayısı çok az. Bu yüzden önemli bir örnek olduğunu değerlendirebiliriz. En nihayetinde Mimar Sinan’ın bir eseri, bu bile bizim için çok kıymetli yapı” şeklinde konuştu.
“GÖREVLİLERİN HABERİ OLMADAN PENCERELERE EKLEME YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Plastik pencere ve ahşap çevreleme değişiklikleri sebebiyle caminin tarihi dokusunun bozulduğuna vurgu yapan Sarımeşe, “Sokullu Mehmet Paşa Camii’nin de aynı şekilde pencerelerinin PVC ile değiştirilmesi sanıyorum cami cemaatinin iyi niyetli bir yaklaşımı olarak değerlendirilebilir. Fakat burada cami cemaatinden ziyade camide görevli olanlar var; çünkü camide görevli olanların haberi olmadan pencerelere ekleme yapmak mümkün değil. Camide görevli olan yetkililerin, hoca efendinin ve müezzin efendinin özellikle tarihi camilerde görev alanların eski eser noktasında bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ahşap bir ek var caminin arkasında, muhtes bir ek var. O ekin ne zaman eklendiği tam olarak bilmiyorum; ancak yapıya bitişik şekilde yapılmış olması aslında yapının özgünlüğünü ve etrafındaki o düzeni bozmakta” diye konuştu.
“PVC’LERİN SÖKÜLÜP, YAPININ ÖZGÜN DOKUSUNA UYGUN DÜZENLEME GEREKİYOR”
Sarımeşe tarihi cami ve bölgesinin aslına çevrilmesinin önemli olduğunu ifade ederek, “Bu tür durumlarda ilgili kurumlar özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, belediyelerimiz ve Valiliğimiz gerçekten eski eser bilincinin farkında olarak çok iyi çalışmalar yapıyorlar. Hızlı bir şekilde ilgili mülkiyet sahibinin haberdar edilip; PVC’lerin sökülüp, yapının özgün dokusuna uygun bir düzenlemeyle elden geçirilmesi gerekiyor. Burada çok farklı işlevlere sahip yapılar var. Biliyorsunuz buradaki Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü restore ediliyor. Hemen yakınındaki çeşmeden bahsetmiştik ve Kurşunlu Han’dan bahsettik. Camideki durum da belli. Bu yapıların hepsi tarihi bir eser olduğu için, tescilli kültür varlıkları olduğu için ivedi bir şekilde hepsinin bakımının yapılması ve tekrardan Büyükçekmece’ye kazandırılması önem arz etmektedir” dedi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, camide en son 2014 yılında restorasyon yapıldı.Plastik pencerelerin ise, kim tarafından takıldığının bilinmediği belirtildi.
sonbasin.com / DHA