Savcı 13 bıçak darbesiyle öldürülen Tuğçe Can’ın katil zanlısına ağırlaştırılmış müebbet istedi
ESKİŞEHİR’DE 2 AYLIK SEVGİLİSİ TUĞÇE CAN’I DEFALARCA BIÇAKLAYAN VE ARDINDAN BOĞAZINI KESEREK ÖLDÜRÜLEN ONUR KAYA’NIN YARGILANDIĞI DAVADA CUMHURİYET SAVCISI TARAFINDAN AÇIKLANAN MÜTALAADA “SANIĞIN EYLEMİ SIRADAN BİR SEVGİLİ CİNNETİ DEĞİLDİR. SANIK ONUR KAYA, TUĞÇE CAN’I KADIN OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRMÜŞTÜR” İFADELERİ YER ALDI.
Eskişehir’de iki aylık sevgilisi Tuğçe Can’ı 13 defa bıçaklayan ve ardından boğazını keserek öldürülen Onur Kaya’nın yargılandığı davada Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanık Onur Kaya’nın ‘Kadına karşı tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Şantaj’ suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti Onur Kaya’nın avukatının mütalaaya karşı savunmasını isteyerek katil zanlısının tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Tepebaşı ilçesi Yenibağlar Mahallesi Hacı Hüsnü Sokak’ta 12 Ocak günü gerçekleşen olayda, 25 yaşındaki Tuğçe Can, ayrılma aşamasında olduğu sevgilisi Onur Kaya tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından çalışma başlatan polis ekiplerince bir otelde yakalanan Onur Kaya, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın 3’üncü celsesine tutuklu sanık Onur Kaya, tutuklu bulunduğu Sincan Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Duruşmaya maktul Tuğçe Can’ın ailesi ve taraf avukatları katıldı.
“Sanık, Tuğçe’nin evine giderken yanına ‘Rambo bıçağı’ aldı”
Duruşmada Cumhuriyet Savcısı’nın mütalaası okundu. Mütalaada, tutuklu sanık Onur Kaya’nın Tuğçe Can’ın evine giderken olayı tasarlayarak yanına ‘Rambo bıçağı’ aldığını belirtilerek, “Sanığın, öldürme olayından önceki gün sabaha karşı maktulü bulabileceğini düşündüğü eğlence mekanına gidip maktul Tuğçe ile görüştüğü, ancak Tuğçe’nin mekandan sanık ile birlikte çıkmayı kabul etmediği, akabinde mekandan tek başına ayrılan sanıktan bir süre sonra eğlence mekanından çıkan Tuğçe Can’ın mekan çalışanlarından biriyle birlikte taksiye bindiği ve sanığın bunu gördüğü, bu olaydan sonraki gündüz vakitlerinde sanığın kafede gördüğü maktulün yanına gittiği ancak maktulün sanığa soğuk davranıp sanığı masasına davet etmediği, tüm bu yaşananlar üzerine reddedilmiş olmayı sindiremeyen sanık Onur Kaya’nın önceden tasarladığı biçimde, normalde evinde duran ’Rambo bıçağı’ olarak adlandırılan türde bir bıçağı yanına alıp 12 Ocak saat 07.44 sıralarında maktulün ikamet ettiği ve kendisinin de adresini bildiği apartmana eski kız arkadaş olan maktulü öldürmek amacı ile gittiği ve işe gitmek için çıkacağını bildiği maktul Tuğçe Can’ı apartmanın giriş katında beklemeye başladığı, burada 40 dakika bekledikten sonra apartmanın zemin katında, işe gitmek üzere ikametinden ayrılan maktulün önüne geçtiği, önce niyetini gizleyerek maktule sarılıp onunla ’vedalaştığı’ ve ardından tasarladığı öldürme eylemini icraya koyulduğu, maktulün ’Onur yapma, özür dilerim’ diyerek yalvarmasına rağmen yanında getirdiği bıçakla maktulün karın ve göğsüne birçok defa vurarak, boğazını keserek ve taşla kafasını ezerek acımasızca maktule öldürdüğü anlaşılmıştır” ifadeleri yer aldı.
“Sanık Onur Kaya, Tuğçe Can’ı kadın olduğu için öldürmüştür”
Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı mütalaada, tutuklu sanık Onur Kaya’nın Tuğçe Can’ı, ‘kadın’ olduğu için öldürdüğünün vurgusu yapıldı. Vücuduna aldığı 13 bıçak darbesinin ardından boğazı kesilen ve başı taşla ezilen Tuğçe Can’ın ölümü hakkında hazırlanan mütalaada “Sanık, olayın sıradan bir cinayet olayı gibi görünmemesi için elinden gelen gayreti göstermiştir. Maktule vurduğu 13 bıçak darbesinden 3’ünün ölümcül olduğu, bu çerçevede sanığın maktulün boğazını kestiği ve yine ölümcül şekilde başını taşla ezdiği gözönüne alındığında sanığın tek maksadının maktulü öldürmek olmadığı, maktulü eziyet çektirerek öldürmek istediği ve bunu ‘başardığı’ görülmektedir. Sanık, eylemini icra etme biçimiyle bir kadının, kendisinin istek ve arzusu hilafına düşünce sahibi olup bu düşüncesini hayata geçirme cesaretini göstermiş olmasının kabul edilemez olduğunu ispat etmek istercesine, bedeni ve zihninin bir bütün olarak kadına ait olamayacağını göstermek için manidar biçimde, maktulün bedeninde yaralar açmakla yetinmeyip kafasını ezmiş ve boğazını kesmiştir. Hülasa, sanığın eylemi sıradan bir sevgili cinneti değildir. Sanık Onur Kaya, Tuğçe Can’ı kadın olduğu için öldürmüştür” ifadeleri yer aldı.
“Tuğçe’nin evden çıkmasını 40 dakika beklemesi cinayeti tasarladığını gösteriyor”
Cumhuriyet Savcısı İbrahim Temel’in hazırladığı mütalaada, tutuklu sanık Onur Kaya’nın maktul Tuğçe Can’ı apartman girişinde 40 dakika bekleyerek olayı tasarladığın ve evin kapısını çalmamasını da eylemi garanti altına aldığını belirterek “Sanığın olay günü saat 07.44’te olayın gerçekleştiği binanın içerisine girip saat 08.24’te çıktığı ve dolayısıyla savunmasında belirttiği gibi sırf vedalaşmak için giden birinden beklenir şekilde maktulün evinin kapısını çalmak yerine kapının kendisine açılmayıp varlığı dolayısıyla maktulün evden çıkmaması ihtimalini bertaraf etmek için 40 dakika bina içerisinde beklemiş olması, sanığın ev arkadaşının beyanına göre normal şartlarda yanında taşımadığı halde suçta kullandığı bıçağı yanında getirmiş olması sanığın cinayeti önceden tasarlayıp hedeflediği eylem ve neticeyi garanti altına almak adına değişik ihtimalleri hesaplayarak eylemini icra ettiğini göstermektedir” ifadeleri yer aldı. Cumhuriyet Savcısı mütalaasının ardından tutuklu sanık Onur Kaya’nın ‘Kadına karşı tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Şantaj’ suçundan da 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti Onur Kaya’nın avukatının mütalaaya karşı savunmasını isteyerek Onur Kaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verirken, duruşmayı 6 Temmuz’a erteledi.
“Savcımız, ilmek ilmek işlediği mütalaada bizi haklı gördü”
Duruşmanın ardından açıklama yapan avukat Çelik Erimez, Cumhuriyet Savcısı’nın açıkladığı mütalaa ile olayın kadın cinayeti olduğunun vurgulandığını belirtirken, “Bu sadece bizim savaşımız değil. Adaletin ve gerçeğin tecelli etmesinin son savaşı diye düşünüyorum. Son duruşmaya yaklaştık. Artık 6 Temmuz gününde Tuğçe Can’ı canavarca katleden sanık cezasını alacaktır. Gelen dijital materyaller ve eksik deliller gitgide toplanmaya başladı ve son aşamaya geldik. Savcı esasla ilgili mütalaayı verdi. 6 Temmuz günü gerçeklere kavuşmanın son aşamasında olduğunu söylüyorum. Savcımız, ilmek ilmek işlediği mütalaada bizi haklı gördü. Suçlamaları da devam ediyor. Bunun bir kadın cinayeti olduğunu özellikle vurgulayarak işlenmiş bir cinayet olduğunu beyan etti. İlave bir şantaj suçu da var işin içinde. Bunu da açıkça beyan etti. Bu suçlardan cezalandırılmasını mahkemeden talep etti. Bizler de aynı görüşteyiz” dedi.
“İnanıyoruz ki 6 Temmuz’da adalet tecelli edecektir”
Duruşmanın ardından yapılan açıklamada konuşan avukat Ata Şahin ise “Gelinen aşamada gördük ki bu iş karşı tarafın iddia ettiği gibi değil. Hatta tam aksiymiş. Gelen mesaj kayıtlarından da bugün bunu gördük. Ondan sonra gerçekten dediğimiz gibi savcımızın verdiği mütalaaya tamamen katılıyoruz. Savcı bizi haklı gördü. Biz de aynen oradan devam ediyoruz. İnanıyoruz ki 6 Temmuz’da adalet tecelli edecektir” dedi.
“Ben her gün ölüyorum”
Duruşma öncesinde gazetecilere açıklama yapan maktul Tuğçe Can’ın annesi Emine Can, “Bugün 3’üncü mahkeme. İnşallah iyi bir sonuçla çıkarız. İnşallah ağırlaştırılmış müebbet olur. Benim çocuğum 6’ncı ayına girdi. O yıllarca orada ağırlaştırılmış bir şekilde yatsın istiyorum. Başka Tuğçe’ler ölmesin istiyorum. Herkes benim yanımda bu beni mutlu ediyor. Ama ben her gün ölüyorum. Onlar da orada ölsünler. Ben adalete sonuna kadar güveniyorum. O en ağırlaştırılmış cezayı alacak benim içim bir nebze de olsa rahatlayacak” dedi.
Baba Bekir Can ise gözyaşlarını tutamayarak “Duygularımı ifade edemiyorum” dedi.
sonbasin.com / İHA